Ali Poyrazoğlu, “Sürekli geleceği tasarlayarak hareket etmeye çalıştım. Tiyatro dışında başka yeteneklerim de var. Kitap çeviriyorum, kitap ve oyun yazabiliyorum, başka dillerde ve başka ülkelerde oynayabiliyorum; ama hep ileriyi düşünerek ve kendime sürekli bir yol haritası çizerek ilerlemeye çalıştım. Bence, ne iş yaparsanız yapın, hangi konumda olursanız olun, mutlaka geleceği tasarlamak, bir yol haritası çizmek ve o haritaya göre aydınlanarak ve hayal gücünüzü de devreye sokarak ilerlemelisiniz. Yarını tasarlamak, bir hayal gücü eylemidir. Hayal gücü bilgiden daha etkilidir. Çünkü bilgiyi motive eden hayal gücüdür.” dedi

Usta sanatcı“Hepimiz ödünç yaşamlar yaşıyoruz, toplumun bize giydirdiği hırkaları, rolleri sırtımızda ömür boyu taşıyoruz. O rollerden ve hırkalardan sıkılıyoruz. Herkesin bir ödünç yaşam bunalımında olduğunu bildiğim için onun üstüne düşünmeye karar verdim. Düşündüğümde; hepimizin hızlı bir tüketim toplumu bireyi olmaya yöneldiğimizi, bu şekilde daha mutlu olacağımızı düşündüğümüzü, böyle yaparak da mutluluğu ıskaladığımızı farkettiğim anda, zaten metnin taslağı ortaya çıkmıştı.”  dedi

Sanatçı, pandeminin getirdiği zorluklar ile ilgili soruyu “Hayatta çok zorluklar yaşadım. Askeri sıkı yönetim gördüm, sokakta terör, anarşi gördüm, hava felaketleri gördüm; değil sinemaya gitmek, insanlar sokağa bile çıkamıyorlardı. Ben ateşin içinden geçerek bugünlere geldim. 800 kişilik salonda bir kişiye oynamak zorunda kaldığımız günleri hatırlıyorum. Ben ve meslektaşlarım büyük özverilerde bulunduk. O yüzden pandemi bize vız gelir. Bireysel sıkıntılardan çok, bir araya gelmiş, örgütlenmiş; sesini çıkarıp, hakkını talep edenlerden olmayı yeğliyorum.“ diye yanıtladı.  

Antalyalı sanatseverlerle birlikte, otelde konaklayan misafirlerin de ilgiyle katıldığı söyleşi, Ali Poyrazoğlu’na hazırlanan sürpriz doğum günü pastalı kutlama ile sona erdi.