İYİ PARTİ ISPARTA MİLLETVEKİLİ DR. AYLİN CESUR

Cibuti, dünyanın en fakir 50’inci ülkesi. Bin 813 dolar milli geliri. Ülkemizde 64 milyon insan yoksul ve aç. İşsizlik yüzde 12 gibi tarihimizin en yüksek rekorlarından birini kırmıştır. Günlük zorunlu tüketim malları 10 yıl içinde yüzde 500 ila yüzde bin 500 oranında zamlanmıştır. Kiralar, yakıt, giyim eşyalar pahalanmıştır. Velhasıl file ve mutfak vatandaşı büyük sıkıntı içerisine sokmuştur.

Köylünün alım gücü yarı yarıya azalmıştır. ‘Yangın var, yangın!’ diye bağırmaktadır. Küçük esnaf ve sanatkarlar, şoförler günlük kazançları ile masraflarını karşılayamaz haldedir Memur, emekli, dul ve yetim enflasyon ve hayat pahalılığının altında ezilmiştir. Orta halli yoksullaşmıştır, yoksul aç kalmıştır.

Devlet içerde ve dışarda borcu borçla ödeme durumundadır. Bu yıl 173 milyar 847 milyon dolar dış borç ödenecek. Bu gayrisafi milli hasılamızın yüzde 51.9’unu oluşturuyor. Devlet dış borç bulamazsa ne olur? Siyasi taviz vermek zorunda kalacaktır.

Sosyal devletten uzaklaşılmıştır. Vergi adaleti yoktur ve rızıktan vergi alınır hale gelinmiştir. Ülkemizde sanayileşme durdu. Sebebi yanlış politikalardır. Sebebi sanayi yatırımları yoktur. Birçok tesis kapanmıştır, üretim neredeyse durmuştur. Teknolojinin gerisinde kalınmıştır. Bölgeler arası kalkınmışlık farkları düzeltilmesi gerekirken tam tersi daha fazla artmıştır. Siyasete güven azalmıştır.

Terörde 17 yılda 2 bin 210 şehit verdik. Türkiye küçülmüştür ve sonuçta Türkiye bir buhran denizindedir. Tabla budur ve bıçak kemiğe dayanmıştır. Hal böyle olmasına karşın birilerinin çıkıp ‘her şey çok iyi, halkımız her şeyden çok memnun’ gibi tablo sunması şaşırtıcıdır. Hayatı yaşayan millettir. Ateş düşüğü yeri yakar ve millet de yanıyor.

17 yılını doldurmuş iktidara, ‘bu enflasyon, bu pahalılık ne zaman duracak?’ diye sorulduğunda ‘sabredin’ diyor. Neye sabredecek? Vatandaşa ‘fedakarlık yapın biraz daha’ deniyor. Niye yapsın millet? Niye?  Amacım kapkara bir tablo çizmek değil, çözüm sunmak! Bu durumdan çıkmak şarttır. Nasıl mı? Her şeyin başı devletin ve rejimin işlemesidir Ülkenin en önemli sorunu bugün budur.

Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Bunlar Anayasa’mızın hükümleridir. Var mı soruyorum sizlere? Türkiye’de bugün çok partili siyasi hayata geçişimizin 74’üncü yılında hala demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukuk devleti kavramları tartışılıyorsa durup düşünme zamanı gelmiştir. En büyük neden ne biliyor musunuz? Beceriksizliğe, liyakatsizliğe ilaveten gerçek demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlememesi, işletilememesi. Asıl neden bu.

Çözüm vatandaşlarımızın demokrasiye sahip çıkmasıyla mümkün olacaktır. Değerli vatandaşlarımıza sesleniyorum; çare vardır. Çare demokrasi, çare sizsiniz, çare sandık. Sandık 31 Mart’ta önünüzde.


 

...