Türk-Alman Kongresi'nde ülkeler arası iş birliği vurgulandı

Türkiye'den ve Almanya'dan uzmanların katılımıyla iki ülke arasında 60 yıl önce başlayan göçün sonuçlarının ve çözüm önerilerinin tartışıldığı konferansın sonuç bildirgesi yayımlandı.

Göç politikalarının giderek uluslararası olması, bu alanda önemli bir rekabeti getirdiğine işaret eden bildirgede, "Her biri birer göç ülkesi olma yolundaki gelişmiş ülkeler, göçmen işgücü piyasasından ısrarla pay alma çabasında. Bu ihtiyaç onları Almanya örneğinde olduğu gibi göç politikalarını ve uygulamaları uluslararası standartlarla uyumlaştırmaya zorluyor. Almanya geçtiğimiz yıl 400 bin nitelikli göçmen çalışana ihtiyaç duyarken, sadece 65 bin civarında göçmen işgücü alabilmiş. Bu sayı ihtiyacın yüzde 20'sini bile karşılamıyor, üstelik ülkeye girişi kolaylaştırmaya yönelik tüm tedbirlere rağmen. Diğer birçok Avrupa Birliği ülkelerinde de devam eden bu ihtiyaca bakarak, gelecekte göç politikalarının daha insancıl bir boyut alacağı ve bu ülkelerde bulunan yurttaşlık haklarının büyük ölçüde göçmen kökenlilere de kullandırılacağı tahmin ediliyor." ifadelerine yer verildi.

Bildirgeye göre konferansa katılan uzmanlar tarafından, gelecekte göçmenlere tanınan hakların iyileşmesi, beraberinde getirdikleri dil, din ve kültürel farklılıkların önemli birer değer, hatta doğal sermaye olduğu görüşünün güçleneceği öngörülüyor.

Göçmen çocuklarının eğitimi alanında yeni uygulamaların yer almasının gerektiği belirtilen bildirgede, anadil edinimi ve çok dilliliğin desteklenmesi, Almanya'da kurulma aşamasında bulunan yeni federal hükümetin de göç ve uyum politikalarında bulunması bekleniyor.

Türkiye'de Suriyeli göçmenleri sorunların da ele alındığı konferansta tartışılan çözümler konusunda özellikle Türk ve Alman kurumlarının iş birliği vurgulandı.

Konferansta, Türk-Alman kreşlerinde iki dilli ve çift diplomalı lisans programı mezunu öğretmenlerin yetiştirilebilmesi için üniversitelerin iş birliği yapmaları gerektiği kaydedildi.