CHP Milletvekili Aykut Kaya: Böyle Bir Adalet Sisteminde, Hangi Akademi İdeal Hukukçuyu Yetiştirebilir?

GÜNDEM - GENEL (Haber Merkezi) - | 17.02.2025 - 12:48, Güncelleme: 17.02.2025 - 12:48 12273 kez okundu.
 

CHP Milletvekili Aykut Kaya: Böyle Bir Adalet Sisteminde, Hangi Akademi İdeal Hukukçuyu Yetiştirebilir?

Antalya CHP Milletvekili Aykut Kaya TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen 'Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ne' ilişkin konuştu. Kaya, "Adalet herkes içindir; kimsenin siyasi emellerine alet edilemez. Yapılan keyfi tutuklamalara hukukun ayaklar altına alınmasına karşı burada veryansın ediyorsak sebebi, ülkenin geleceğine duyduğumuz endişedir. Hukukun üstünlüğü kavramının ayaklar altına alındığı bir ortamda, akademi kurup hâkim ve savcı yetiştirseniz ne, yetiştirmeseniz ne?" ifadelerini kullandı.
Antalya CHP Milletvekili Aykut Kaya'nın TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen 'Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ne' ilişkin yaptığı konuşma şöyle: "Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi ile karşımıza yine adalet kavramının altını oymaya yönelik bir girişim getirilmektedir. Sanki bu ülkede yaşadığımız adaletsizliklerin tek sebebi, hâkim ve savcıların yetersiz yetiştirilmesinden ibaretmiş gibi bir izlenim yaratılıyor. Oysa herkes görüyor ki sorun, sadece yeni hukukçular yetiştirmek meselesi değildir. Asıl mesele, iktidar partisinin, adı “Adalet ve Kalkınma Partisi” olmasına rağmen adalete zincir vurmasıdır. Yargıyı, bağımsızlığını neredeyse tamamen yitirmiş bir araca dönüştürmüş durumdasınız; bu yüzden AKP’nin adaleti ifadesi artık birçok kişinin dilindedir. - Siyasi Müdahale Kuvvetler ayrılığının yok edildiği, yargının yürütmenin emrine girdiği, hukukun üstünlüğü kavramının ayaklar altına alındığı bir ortamda, akademi kurup hâkim ve savcı yetiştirseniz ne, yetiştirmeseniz ne? Dünya Bankası’nın Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 2004’te 81, 2014’te 86. sırada iken 2023’te 132. sıraya gerilemesi, hepimizin yüzüne bir tokat gibi çarpmaktadır. Ülkemizi 2014’ten 2023’e hukukun üstünlüğü sıralamasında tam 46 sıra gerileterek adalet sistemini en çok bozan ülke kılmayı başardınız. Bu düşüş, doğrudan doğruya siyasi müdahale ve baskılarla yargı kurumlarının zayıflatılması sonucu yaşanmıştır. - Adalet Akademisi Kurulsa Ne Olacak? Ayrıca, V-DEM verileri hukukun üstünlüğü açısından 80 darbesi döneminden, hatta 1900’lerin başındaki istibdat döneminden bile daha kötü bir durumda olduğumuzu gösteriyor. Yani sorun, birkaç iyi hâkim ya da savcı yetiştirmekle çözülecek boyutu çoktan aşmıştır. Şimdi siz bir istibdat rejiminde iktidarmış havalarında olup, hukuku ayaklar altına almışken adalet akademisi kurulsa ne olacak, kurulmasa ne olacak? - Adaletin Kılıcı Çoktan Körleşti! Gözümüzün önünde yaşananlara bakın: CHP’li belediye başkanlarına açılan davalar, somut delillere dayanmadan tutuklanan gazeteciler, keyfi gözaltılar… İktidarın, muhalefete ve basın özgürlüğüne karşı bu kadar hoyratça tutum sergilediği bir ülkede “adalet akademisi” üzerinde konuşuyor olmamız, ne yazık ki trajikomik bir duruma işaret ediyor. Siz, “bizim yandaşları nasıl yerleştiririz” hesabını yaparken, adaletin kılıcı çoktan körleşti. Bu ülkede kendi siyasi çıkarlarınız dışında kalan herkes, yargının hedefi hâline gelebiliyor. Adaletin böylesine tek sesli bir aparata dönüştüğü yerde, hangi akademi hangi ideal hukukçuyu yetiştirebilir? - Seçme ve Seçilme Hakkı Yara Almakta Hukukun siyasallaşmasının demokrasiyi derinden yaraladığını da unutmayın. Birincisi, seçme ve seçilme hakkı yara almaktadır. Vatandaşların oy vererek seçtiği belediye başkanları, keyfi görünen gerekçelerle makamlarından indirilebiliyorsa, seçimlerin anlamı sorgulanır hale gelir. - korku İklimi  İkincisi, korku iklimi yaratılarak muhalefetin ve eleştirel seslerin susturulması, tek sesli bir toplum dayatır; gerçekler karanlıkta kalır. - Adalete Güvenin Sarsılması Üçüncüsü, adalete güvenin sarsılması, toplumsal sözleşmeyi tehlikeye atar. Bugün gelinen noktada, özellikle muhalefet yanlısı geniş bir kitle nezdinde, mahkemelerin “telefon talimatıyla” karar verdiği yönünde yaygın bir inanç vardır. Böyle bir algı, hakimlerin verdiği meşru kararları bile tartışmalı hale getirmektedir.  - Hukuku Bağımsız Kılmak Artık öyle bir noktaya geldik ki, “AKP sebep, adaletsizlik netice” ilişkisinden kurtulmanın yolu bellidir: Adaleti yeniden tesis etmek, hukuku bağımsız kılmak için önce iktidar değişmeli. Yoksa her çıkardığınız kanun, her kurduğunuz akademi, siyasetin güdümündeki bir yargı mekanizmasının parçası olmaktan öteye gidemez. Adalet ancak herkes içindir; kimsenin siyasi emellerine alet edilemez. Yapılan keyfi tutuklamalara, sindirme çabalarına ve hukukun ayaklar altına alınmasına karşı burada veryansın ediyorsak sebebi, ülkenin geleceğine duyduğumuz endişedir. Unutmayın ki bir gün adalet size de lazım olacaktır!"    
Antalya CHP Milletvekili Aykut Kaya TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen 'Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ne' ilişkin konuştu. Kaya, "Adalet herkes içindir; kimsenin siyasi emellerine alet edilemez. Yapılan keyfi tutuklamalara hukukun ayaklar altına alınmasına karşı burada veryansın ediyorsak sebebi, ülkenin geleceğine duyduğumuz endişedir. Hukukun üstünlüğü kavramının ayaklar altına alındığı bir ortamda, akademi kurup hâkim ve savcı yetiştirseniz ne, yetiştirmeseniz ne?" ifadelerini kullandı.

Antalya CHP Milletvekili Aykut Kaya'nın TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen 'Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'ne' ilişkin yaptığı konuşma şöyle:

"Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi ile karşımıza yine adalet kavramının altını oymaya yönelik bir girişim getirilmektedir. Sanki bu ülkede yaşadığımız adaletsizliklerin tek sebebi, hâkim ve savcıların yetersiz yetiştirilmesinden ibaretmiş gibi bir izlenim yaratılıyor. Oysa herkes görüyor ki sorun, sadece yeni hukukçular yetiştirmek meselesi değildir. Asıl mesele, iktidar partisinin, adı “Adalet ve Kalkınma Partisi” olmasına rağmen adalete zincir vurmasıdır. Yargıyı, bağımsızlığını neredeyse tamamen yitirmiş bir araca dönüştürmüş durumdasınız; bu yüzden AKP’nin adaleti ifadesi artık birçok kişinin dilindedir.

- Siyasi Müdahale

Kuvvetler ayrılığının yok edildiği, yargının yürütmenin emrine girdiği, hukukun üstünlüğü kavramının ayaklar altına alındığı bir ortamda, akademi kurup hâkim ve savcı yetiştirseniz ne, yetiştirmeseniz ne? Dünya Bankası’nın Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 2004’te 81, 2014’te 86. sırada iken 2023’te 132. sıraya gerilemesi, hepimizin yüzüne bir tokat gibi çarpmaktadır. Ülkemizi 2014’ten 2023’e hukukun üstünlüğü sıralamasında tam 46 sıra gerileterek adalet sistemini en çok bozan ülke kılmayı başardınız. Bu düşüş, doğrudan doğruya siyasi müdahale ve baskılarla yargı kurumlarının zayıflatılması sonucu yaşanmıştır.

- Adalet Akademisi Kurulsa Ne Olacak?

Ayrıca, V-DEM verileri hukukun üstünlüğü açısından 80 darbesi döneminden, hatta 1900’lerin başındaki istibdat döneminden bile daha kötü bir durumda olduğumuzu gösteriyor. Yani sorun, birkaç iyi hâkim ya da savcı yetiştirmekle çözülecek boyutu çoktan aşmıştır. Şimdi siz bir istibdat rejiminde iktidarmış havalarında olup, hukuku ayaklar altına almışken adalet akademisi kurulsa ne olacak, kurulmasa ne olacak?

- Adaletin Kılıcı Çoktan Körleşti!

Gözümüzün önünde yaşananlara bakın: CHP’li belediye başkanlarına açılan davalar, somut delillere dayanmadan tutuklanan gazeteciler, keyfi gözaltılar… İktidarın, muhalefete ve basın özgürlüğüne karşı bu kadar hoyratça tutum sergilediği bir ülkede “adalet akademisi” üzerinde konuşuyor olmamız, ne yazık ki trajikomik bir duruma işaret ediyor. Siz, “bizim yandaşları nasıl yerleştiririz” hesabını yaparken, adaletin kılıcı çoktan körleşti. Bu ülkede kendi siyasi çıkarlarınız dışında kalan herkes, yargının hedefi hâline gelebiliyor. Adaletin böylesine tek sesli bir aparata dönüştüğü yerde, hangi akademi hangi ideal hukukçuyu yetiştirebilir?

- Seçme ve Seçilme Hakkı Yara Almakta

Hukukun siyasallaşmasının demokrasiyi derinden yaraladığını da unutmayın. Birincisi, seçme ve seçilme hakkı yara almaktadır. Vatandaşların oy vererek seçtiği belediye başkanları, keyfi görünen gerekçelerle makamlarından indirilebiliyorsa, seçimlerin anlamı sorgulanır hale gelir.

- korku İklimi 

İkincisi, korku iklimi yaratılarak muhalefetin ve eleştirel seslerin susturulması, tek sesli bir toplum dayatır; gerçekler karanlıkta kalır.

- Adalete Güvenin Sarsılması

Üçüncüsü, adalete güvenin sarsılması, toplumsal sözleşmeyi tehlikeye atar. Bugün gelinen noktada, özellikle muhalefet yanlısı geniş bir kitle nezdinde, mahkemelerin “telefon talimatıyla” karar verdiği yönünde yaygın bir inanç vardır. Böyle bir algı, hakimlerin verdiği meşru kararları bile tartışmalı hale getirmektedir. 

- Hukuku Bağımsız Kılmak

Artık öyle bir noktaya geldik ki, “AKP sebep, adaletsizlik netice” ilişkisinden kurtulmanın yolu bellidir: Adaleti yeniden tesis etmek, hukuku bağımsız kılmak için önce iktidar değişmeli. Yoksa her çıkardığınız kanun, her kurduğunuz akademi, siyasetin güdümündeki bir yargı mekanizmasının parçası olmaktan öteye gidemez.

Adalet ancak herkes içindir; kimsenin siyasi emellerine alet edilemez. Yapılan keyfi tutuklamalara, sindirme çabalarına ve hukukun ayaklar altına alınmasına karşı burada veryansın ediyorsak sebebi, ülkenin geleceğine duyduğumuz endişedir. Unutmayın ki bir gün adalet size de lazım olacaktır!"

 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
starzbet giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler