2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı

GÜNDEM - GENEL (DM) - DEMİRKAN MEDYA | 04.02.2024 - 10:10, Güncelleme: 04.02.2024 - 10:10 12073+ kez okundu.
 

2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen 2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı, Antalya-Belek Turizm Merkezindeki bir otelde yapıldı. Alanında söz sahibi 26 uluslararası bilim insanı ve 650'ye yakın katılımcı yer aldı. Kongre kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda girişimsel radyolojideki bilimsel son gelişmeler, güncel uygulamalar, karşılaşılan sorunlar ve çözümler anlatıldı.
Toplantıda konuşan Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Levent Oğuzkurt; prostat büyümesinin tedavisinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi verdi. Prostat bezinin büyümesinin ileri yaşta çok sık görülen bir durum olduğunu ve 80 yaşındaki insanların neredeyse yarısında görüldüğünü dile getiren Oğuzkurt, şunları söyledi:  "Prostat bezi mesanenin hemen altındadır ve içinden idrar kanalı geçer. Prostat büyüdüğü zaman hem mesaneye hem de idrar kanalına baskı yaparak sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, zor idrar yapma, mesaneyi tam boşaltamama, idrarda çatallanma gibi yakınmalar oluşturur. Bu yakınmalar arttığı zaman, örneğin günde 8-10 kere tuvalete gitme ihtiyacı olduğunda, kişinin sosyal hayatını ya da iş yaşamını etkileyebilir. Her gece birkaç kere uyanarak idrara çıkma ihtiyacı olduğunda, uyku düzeni bozulabilir ve kişinin hayat kalitesinin düşmesine yol açar." Oğuzkurt, prostat büyümesinin basit bir hastalık olduğunu ancak bir kısım hastanın iş ya da sosyal hayatını ciddi anlamda zorlaştırdığını belirtti. Prostat büyümesi tedavi gerektirdiğinde, öncelikle idrar yapmayı rahatlatan, mesane kapasitesini arttıran ilaçlar kullanıldığını anlatan Oğuzkurt, prostat büyümesi ilerledikçe kullanılan ilaçların da tedaviye cevap veremediğini ifade etti. Bu durumda cerrahi yöntemlere başvurulduğunu dile getiren Oğuzkurt, "Önerilen standart tedavi genellikle idrar kanalından girilerek prostat bezi içinde daralan kanalının genişletilmesi ameliyatıdır. Bunun sonucunda hastanın idrar yapması rahatlar. Ameliyat işleminde anesteziye bağlı ve cerrahi strese bağlı riskler bir kenara bırakılırsa, kanama, iltihap oluşması, geçici idrar kaçırma, geçici idrar yapamama, cinsel fonksiyon bozulması gibi sorunlar gelişebilmektedir." diye konuştu. - "Küçük kesi ile prostat bezi küçültülüyor" Bu tedaviye alternatif olarak ameliyatsız küçük kesi yöntemi olarak nitelendirilen "prostatik arter embolizasyonu"nu uyguladıklarını aktaran Levent Oğuzkurt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anjiyo işlemiyle kasıktan ya da koldan girişimle yapılabiliyor. Anjiyo ile sağ ve sol prostat atardamarları çok küçük tıkaçlarla tıkanıyor. İşlem 1,5-2 saat sürüyor. Hastaların çok büyük bir kısmında prostat bezi küçülüyor. Son derece kötü bir sürecin geri çevrilmesi gibi. Prostat küçüldükçe mesaneye ve idrar kanalına olan baskı azalır, idrar kanalı genişler ve hasta tekrar idrarını rahat bir biçimde yapmaya başlar." Bu yöntemin son 10 yıldır çok yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Oğuzkurt, hasta memnuniyetinin yüksek olduğunu kaydetti. İşlemden sonra hastanın 4-6 saat hastanede gözlem altında tutulduğunu, daha sonra evine gönderilebildiğini söyleyen Oğuzkurt, "Anjiyo ile yapılan embolizasyon, narkoz gerektirmez, çoğunlukla hastaneye yatış da gerekmez ve hasta aynı gün evine gönderilebilir. Embolizasyonun riskleri son derece küçüktür. Hastaların yüzde 90'ında hiçbir sorun yaşamıyoruz." diye konuştu. Türk Girişimsel Radyoloji Derneği ve Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. M. Koray Akkan ise bacak ve ayak damar tıkanıklıklarında "ameliyatsız tedavi" yöntemleri hakkında bilgi verdi. Prof.Dr.M.Koray Alkan;"Damar sertliği ya da kireçlenmesi dünyadaki tüm ölümlerin yarısından fazlasından sorumludur. Damar sertliği daralma ve tıkanma yaparak damar hangi dokuyu besliyorsa o dokunun beslenmesini engeller. Ortalama yaşam süresi ve diyabet oranları arttıkça bacak damar tıkanıklıkları da çok önemli hale gelmektedir. Hastalık genellikle 50 yaşından sonra başlar yaş arttıkça sıklığı artar" dedi. AMELİYATSIZ YÖNTEM "Girişimsel radyoloji, kalp damarları dışında vücuttaki tüm damar hastalıklarının anjiyografi kullanarak tedavisini yapan bölümdür. Kronik damar tıkanıklıklarını açabilen bir ilaç tedavisi yoktur. Daha önce ameliyatla tedavi edilen damar tıkanmaları, yerini daha kolay ve riski daha az olan girişimsel anjiyografi ile yapılan tedavilere bırakmaktadır. Bunun bilincinde olan sağlık endüstrisi de son yıllarda çok büyük atılım yaparak damar tıkanmalarını açmada kullanılan balon ve stentlere ek olarak damar açma cihazları geliştirmektedir. İlaç kaplı balonlar ve ilaç kaplı stentler açılan damarların daha geç tıkanmasını ve daha uzun süre açık kalmasını sağlamaktadır. Damar tıraşlama yöntemi damar açmada son yıllarda kullanıma giren yeni bir yöntemdir. Önümüzdeki dönemde vücutta eriyen ve iz bırakmayan stentler yaygın olarak kullanıma girecektir. Bu yöntemler tedavide başarıyı arttırmakta, riskleri azaltmakta ve açılan damarların daha uzun süre açık kalmasını sağlamaktadır" diye konuştu. Prof. Dr. Sinan Şahin; RAHİM VE YUMURTALIK VARİS HASTALIĞI (PELVİK KONJESYON SENDROMU-PKS) 30-50 yaş arası kadınlarda, nedeni açıklanamayan, uzun süre devam eden pelvik ve genital bölgede ağrı, dolgunluk hissi ile seyreden, over (yumurtalık) ve uterus(rahim) çevresindeki venöz (toplardamar) yapıların genişlemesi (varisleşmesi) sonucu gelişen, az bilinen, teşhisi zor, tedavi edilebilir bir durum olduğunu söyledi. "Şikayetleri bulunan bu hastalara, özellikle bacak toplardamarları ile birlikte karın içi toplardamarlarının detaylı renkli Doppler ultrasonografi incelenmesi ile bir kısmına tanı konabilir ancak, incelemenin çeşitli nedenlerle (şişmanlık, karın içi aşırı gaz birikmesi) yeterli olmaması durumunda ise kontrastlı (ilaçlı) bilgisayarlı tomografik venografi, manyetik rezonans venografi yada venografi tetkiklerini yapmak gerekebilir. Tanı alan hastalarda erken dönemde ilaçla tedavi denenebilir. Damar genişlemesine engel olacak ve hormon dengesini kuracak birtakım ilaçlar hastalığın ilerleme hızını azaltabilir ve bazen ilerlemeyi durdurabilirler. Ağrıların azaltılması ya da geçirilmesi amacıyla ağrı kesici ilaçlar verilebilir. Cerrahi olarak damarlar bağlanıp çıkarılabilir. Ancak tedavisinde en önemli yöntem girişimsel işlem dediğimiz kasık veya boyun toplardamarından girilerek problemli toplardamarların belirlenmesini takiben özel ekipmanlar yardımı ile çeşitli maddeler ile (coil, köpük, tıkaç, yapıştırıcı sıvı maddeler) embolizasyonu yani tıkama işlemidir. Sorunlu venöz damarların embolizasyon işleminde teknik başarı %95’in üzerindedir. İşlem sonrası hastalar aynı gün taburcu olup bir gün sonra normal iş ve sosyal yaşamlarına devam edebilirler" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. H. Tuğsan Ballı; ONKOLOJİK GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ TEDAVİLERİNDE YENİ TEKNOLOJİLER Son yıllarda, kanser tedavilerinde en önemli gelişmelerden bir tanesi de minimal invaziv tedavi yöntemleridir. Yani uygun hasta grubunda kanser tedavilerinin ameliyatsız yönetimidir. Minimal invaziv tümör tedavileri grubunda yer alan onkolojik girişimsel radyoloji yaklaşımları için yakın döneme kadar önemli problem, hedef tümöre çeşitli görüntüleme yöntemleri kılavuzluğu kullanarak güvenli bir şekilde ulaşmak idi. Ancak son dönemde, teknolojik gelişmeler özellikle de Sanal ve Arttırılmış Gerçeklik alanındaki yenilikler, tedavi hedefindeki tümöre güvenli ulaşımın yolunu açtı. Hedef tümörlere güvenli ulaşım ve sonrasında tedaviye birçok anatomik zorluk için imkan sağladı. Navigasyon, Hedefleme ve İşaretleme gibi üst düzey yazılımların da yardımı ile günümüzde birçok tümörün tedavisi mümkün olmaktadır.Girişimsel onkolojik tedaviler, diğer adı ile minimal invaziv tümör tedavileri, tek başına veya sistemik onkolojik tedavilerle beraber yakın zamanda standart kanser tedavi yöntemleri içerisine girmesine olanak sağlayacaktır"şeklinde konuştu. ABD Mayo Clinic, Vasküler ve Girişimsel Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Oklu; EMBOLİZASYONDA YENİ UFUKLAR "Embolizasyon işlemleri genellikle girişimsel radyologlar tarafından gerçek zamanlı görüntüleme modaliteleri olarak floroskopi gibi yönlendirilen kateterler aracılığıyla, çeşitli embolik ajanlar ile uygulanır. Çoğu embolizasyon cihazının (veya embolik ajanın) temel işlem mekanizması, kanın bir damarda akışını yavaşlatmak veya durdurmak, böylece vücudun içsel pıhtılaşma kaskadının damarı etkili bir şekilde pıhtılaştırabilmesidir. Embolizasyon işlemleri, damar kapanmasını tetikleyen embolik ajanlar olarak bilinen çeşitli cihazlardan yararlanır. Genel olarak, üç büyük embolik ajan kategorisi bulunmaktadır; mekanik cihazlar (coils and plugs), akışkan ajanlar (particles and beads) ve sıvı (liquid) embolizanlar. Kan damarı anormallikleri veya kanamalar için altın standart işlem, tel şeklindeki uzun metal telleri damara tekrar tekrar sıkı bir şekilde yerleştirmeyi içerir, böylece kan akışının yavaşlamasına ve pıhtılaşmasına izin verir. Sonuç olarak, bobinler etkili bir şekilde çalışmak için hastanın pıhtılaşma yeteneğine bağımlıdır. Kan inceltici ilaç kullanan hastalar, coilin (metalik sarmallar) düzgün çalışmasını zorlaştırabilir ve tekrar embolizasyon işlemleri veya cerrahiye yol açabilen yeniden kanama olasılığı yüksektir. Coil ayrıca, proksimal anatomik taramaların tanısal kullanışlılığını azaltan görüntü oluşturabilirler. Coil yanı sıra, kateteri tıkama veya kateteri kan damarına yapıştırma gibi komplikasyonlarına sahip diğer embolizasyon ürünleri, genellikle karıştırma, seyreltme veya kontrast ajan ile birleştirme gibi önceden enjeksiyon adımları gerektirir. Ve coil gibi, alternatif ürünlerin çoğu embolizasyonu gerçekleştirmek için büyük bir sayıda cihaz (veya malzeme) gerektirir, bu da işlemleri zaman alıcı ve maliyetli hale getirir". Enjekte edilebilir jeller, biyolojik uyumlulukları ve tedavi bölgelerine kolay teslim edilebilirlikleri nedeniyle cerrahi tedavi için umut verici alternatifler olarak ortaya çıkmıştır. İlk sınıfında olan Jel Embolik Material (JEM), Prof. Dr. Rahmi Oklu'nun laboratuvarında icat edildi, geliştirildi, optimize edildi ve test edildi. JEM, 2022'nin Temmuz ayında FDA onayını alarak hipervasküler tümörlerin embolizasyonunda ve periferik damarlarda kan akışını kapatmak için kanama/hemoraji kontrolünde kullanım için onaylandı. 2022'nin Ağustos ayında JEM, Boston Scientific tarafından satın alındı ve Obsidio Conformable Embolic olarak yeniden adlandırıldı. Obsidio Jel, 1 Ocak 2024 tarihinde ulusal düzeyde kullanıma başlatıldı. Bugüne kadar Mayo Clinic'te Dr. Oklu ve meslektaşları tarafından Obsidio Jeli kullanarak akut kanamalı birçok hastanın hayatını kurtardı. Ulusal düzeyde Amerika’da 200'den fazla vaka gerçekleştirildi.    
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen 2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı, Antalya-Belek Turizm Merkezindeki bir otelde yapıldı. Alanında söz sahibi 26 uluslararası bilim insanı ve 650'ye yakın katılımcı yer aldı. Kongre kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda girişimsel radyolojideki bilimsel son gelişmeler, güncel uygulamalar, karşılaşılan sorunlar ve çözümler anlatıldı.
Toplantıda konuşan  Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Levent Oğuzkurt; prostat büyümesinin tedavisinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi verdi.
Prostat bezinin büyümesinin ileri yaşta çok sık görülen bir durum olduğunu ve 80 yaşındaki insanların neredeyse yarısında görüldüğünü dile getiren Oğuzkurt, şunları söyledi: 
"Prostat bezi mesanenin hemen altındadır ve içinden idrar kanalı geçer. Prostat büyüdüğü zaman hem mesaneye hem de idrar kanalına baskı yaparak sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, zor idrar yapma, mesaneyi tam boşaltamama, idrarda çatallanma gibi yakınmalar oluşturur. Bu yakınmalar arttığı zaman, örneğin günde 8-10 kere tuvalete gitme ihtiyacı olduğunda, kişinin sosyal hayatını ya da iş yaşamını etkileyebilir. Her gece birkaç kere uyanarak idrara çıkma ihtiyacı olduğunda, uyku düzeni bozulabilir ve kişinin hayat kalitesinin düşmesine yol açar."

Oğuzkurt, prostat büyümesinin basit bir hastalık olduğunu ancak bir kısım hastanın iş ya da sosyal hayatını ciddi anlamda zorlaştırdığını belirtti.

Prostat büyümesi tedavi gerektirdiğinde, öncelikle idrar yapmayı rahatlatan, mesane kapasitesini arttıran ilaçlar kullanıldığını anlatan Oğuzkurt, prostat büyümesi ilerledikçe kullanılan ilaçların da tedaviye cevap veremediğini ifade etti.

Bu durumda cerrahi yöntemlere başvurulduğunu dile getiren Oğuzkurt, "Önerilen standart tedavi genellikle idrar kanalından girilerek prostat bezi içinde daralan kanalının genişletilmesi ameliyatıdır. Bunun sonucunda hastanın idrar yapması rahatlar. Ameliyat işleminde anesteziye bağlı ve cerrahi strese bağlı riskler bir kenara bırakılırsa, kanama, iltihap oluşması, geçici idrar kaçırma, geçici idrar yapamama, cinsel fonksiyon bozulması gibi sorunlar gelişebilmektedir." diye konuştu.

- "Küçük kesi ile prostat bezi küçültülüyor"

Bu tedaviye alternatif olarak ameliyatsız küçük kesi yöntemi olarak nitelendirilen "prostatik arter embolizasyonu"nu uyguladıklarını aktaran Levent Oğuzkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anjiyo işlemiyle kasıktan ya da koldan girişimle yapılabiliyor. Anjiyo ile sağ ve sol prostat atardamarları çok küçük tıkaçlarla tıkanıyor. İşlem 1,5-2 saat sürüyor. Hastaların çok büyük bir kısmında prostat bezi küçülüyor. Son derece kötü bir sürecin geri çevrilmesi gibi. Prostat küçüldükçe mesaneye ve idrar kanalına olan baskı azalır, idrar kanalı genişler ve hasta tekrar idrarını rahat bir biçimde yapmaya başlar."

Bu yöntemin son 10 yıldır çok yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Oğuzkurt, hasta memnuniyetinin yüksek olduğunu kaydetti.

İşlemden sonra hastanın 4-6 saat hastanede gözlem altında tutulduğunu, daha sonra evine gönderilebildiğini söyleyen Oğuzkurt, "Anjiyo ile yapılan embolizasyon, narkoz gerektirmez, çoğunlukla hastaneye yatış da gerekmez ve hasta aynı gün evine gönderilebilir. Embolizasyonun riskleri son derece küçüktür. Hastaların yüzde 90'ında hiçbir sorun yaşamıyoruz." diye konuştu.

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği ve Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. M. Koray Akkan ise bacak ve ayak damar tıkanıklıklarında "ameliyatsız tedavi" yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Prof.Dr.M.Koray Alkan;"Damar sertliği ya da kireçlenmesi dünyadaki tüm ölümlerin yarısından fazlasından sorumludur. Damar sertliği daralma ve tıkanma yaparak damar hangi dokuyu besliyorsa o dokunun beslenmesini engeller. Ortalama yaşam süresi ve diyabet oranları arttıkça bacak damar tıkanıklıkları da çok önemli hale gelmektedir. Hastalık genellikle 50 yaşından sonra başlar yaş arttıkça sıklığı artar" dedi.

AMELİYATSIZ YÖNTEM
"Girişimsel radyoloji, kalp damarları dışında vücuttaki tüm damar hastalıklarının anjiyografi kullanarak tedavisini yapan bölümdür. Kronik damar tıkanıklıklarını açabilen bir ilaç tedavisi yoktur. Daha önce ameliyatla tedavi edilen damar tıkanmaları, yerini daha kolay ve riski daha az olan girişimsel anjiyografi ile yapılan tedavilere bırakmaktadır. Bunun bilincinde olan sağlık endüstrisi de son yıllarda çok büyük atılım yaparak damar tıkanmalarını açmada kullanılan balon ve stentlere ek olarak damar açma cihazları geliştirmektedir. İlaç kaplı balonlar ve ilaç kaplı stentler açılan damarların daha geç tıkanmasını ve daha uzun süre açık kalmasını sağlamaktadır. Damar tıraşlama yöntemi damar açmada son yıllarda kullanıma giren yeni bir yöntemdir. Önümüzdeki dönemde vücutta eriyen ve iz bırakmayan stentler yaygın olarak kullanıma girecektir. Bu yöntemler tedavide başarıyı arttırmakta, riskleri azaltmakta ve açılan damarların daha uzun süre açık kalmasını sağlamaktadır" diye konuştu.

Prof. Dr. Sinan Şahin; RAHİM VE YUMURTALIK VARİS HASTALIĞI (PELVİK KONJESYON SENDROMU-PKS)

30-50 yaş arası kadınlarda, nedeni açıklanamayan, uzun süre devam eden pelvik ve genital bölgede ağrı, dolgunluk hissi ile seyreden, over (yumurtalık) ve uterus(rahim) çevresindeki venöz (toplardamar) yapıların genişlemesi (varisleşmesi) sonucu gelişen, az bilinen, teşhisi zor, tedavi edilebilir bir durum olduğunu söyledi.
"Şikayetleri bulunan bu hastalara, özellikle bacak toplardamarları ile birlikte karın içi toplardamarlarının detaylı renkli Doppler ultrasonografi incelenmesi ile bir kısmına tanı konabilir ancak, incelemenin çeşitli nedenlerle (şişmanlık, karın içi aşırı gaz birikmesi) yeterli olmaması durumunda ise kontrastlı (ilaçlı) bilgisayarlı tomografik venografi, manyetik rezonans venografi yada venografi tetkiklerini yapmak gerekebilir.
Tanı alan hastalarda erken dönemde ilaçla tedavi denenebilir. Damar genişlemesine engel olacak ve hormon dengesini kuracak birtakım ilaçlar hastalığın ilerleme hızını azaltabilir ve bazen ilerlemeyi durdurabilirler. Ağrıların azaltılması ya da geçirilmesi amacıyla ağrı kesici ilaçlar verilebilir. Cerrahi olarak damarlar bağlanıp çıkarılabilir. Ancak tedavisinde en önemli yöntem girişimsel işlem dediğimiz kasık veya boyun toplardamarından girilerek problemli toplardamarların belirlenmesini takiben özel ekipmanlar yardımı ile çeşitli maddeler ile (coil, köpük, tıkaç, yapıştırıcı sıvı maddeler) embolizasyonu yani tıkama işlemidir. Sorunlu venöz damarların embolizasyon işleminde teknik başarı %95’in üzerindedir. İşlem sonrası hastalar aynı gün taburcu olup bir gün sonra normal iş ve sosyal yaşamlarına devam edebilirler" ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. H. Tuğsan Ballı; ONKOLOJİK GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ TEDAVİLERİNDE YENİ TEKNOLOJİLER

Son yıllarda, kanser tedavilerinde en önemli gelişmelerden bir tanesi de minimal invaziv tedavi yöntemleridir. Yani uygun hasta grubunda kanser tedavilerinin ameliyatsız yönetimidir.
Minimal invaziv tümör tedavileri grubunda yer alan onkolojik girişimsel radyoloji yaklaşımları için yakın döneme kadar önemli problem, hedef tümöre çeşitli görüntüleme yöntemleri kılavuzluğu kullanarak güvenli bir şekilde ulaşmak idi. Ancak son dönemde, teknolojik gelişmeler özellikle de Sanal ve Arttırılmış Gerçeklik alanındaki yenilikler, tedavi hedefindeki tümöre güvenli ulaşımın yolunu açtı. Hedef tümörlere güvenli ulaşım ve sonrasında tedaviye birçok anatomik zorluk için imkan sağladı. Navigasyon, Hedefleme ve İşaretleme gibi üst düzey yazılımların da yardımı ile günümüzde birçok tümörün tedavisi mümkün olmaktadır.Girişimsel onkolojik tedaviler, diğer adı ile minimal invaziv tümör tedavileri, tek başına veya sistemik onkolojik tedavilerle beraber yakın zamanda standart kanser tedavi yöntemleri içerisine girmesine olanak sağlayacaktır"şeklinde konuştu.

ABD Mayo Clinic, Vasküler ve Girişimsel Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Oklu; EMBOLİZASYONDA YENİ UFUKLAR

"Embolizasyon işlemleri genellikle girişimsel radyologlar tarafından gerçek zamanlı görüntüleme modaliteleri olarak floroskopi gibi yönlendirilen kateterler aracılığıyla, çeşitli embolik ajanlar ile uygulanır. Çoğu embolizasyon cihazının (veya embolik ajanın) temel işlem mekanizması, kanın bir damarda akışını yavaşlatmak veya durdurmak, böylece vücudun içsel pıhtılaşma kaskadının damarı etkili bir şekilde pıhtılaştırabilmesidir. Embolizasyon işlemleri, damar kapanmasını tetikleyen embolik ajanlar olarak bilinen çeşitli cihazlardan yararlanır. Genel olarak, üç büyük embolik ajan kategorisi bulunmaktadır; mekanik cihazlar (coils and plugs), akışkan ajanlar (particles and beads) ve sıvı (liquid) embolizanlar.
Kan damarı anormallikleri veya kanamalar için altın standart işlem, tel şeklindeki uzun metal telleri damara tekrar tekrar sıkı bir şekilde yerleştirmeyi içerir, böylece kan akışının yavaşlamasına ve pıhtılaşmasına izin verir. Sonuç olarak, bobinler etkili bir şekilde çalışmak için hastanın pıhtılaşma yeteneğine bağımlıdır. Kan inceltici ilaç kullanan hastalar, coilin (metalik sarmallar) düzgün çalışmasını zorlaştırabilir ve tekrar embolizasyon işlemleri veya cerrahiye yol açabilen yeniden kanama olasılığı yüksektir. Coil ayrıca, proksimal anatomik taramaların tanısal kullanışlılığını azaltan görüntü oluşturabilirler.
Coil yanı sıra, kateteri tıkama veya kateteri kan damarına yapıştırma gibi komplikasyonlarına sahip diğer embolizasyon ürünleri, genellikle karıştırma, seyreltme veya kontrast ajan ile birleştirme gibi önceden enjeksiyon adımları gerektirir. Ve coil gibi, alternatif ürünlerin çoğu embolizasyonu gerçekleştirmek için büyük bir sayıda cihaz (veya malzeme) gerektirir, bu da işlemleri zaman alıcı ve maliyetli hale getirir".

Enjekte edilebilir jeller, biyolojik uyumlulukları ve tedavi bölgelerine kolay teslim edilebilirlikleri nedeniyle cerrahi tedavi için umut verici alternatifler olarak ortaya çıkmıştır.

İlk sınıfında olan Jel Embolik Material (JEM), Prof. Dr. Rahmi Oklu'nun laboratuvarında icat edildi, geliştirildi, optimize edildi ve test edildi. JEM, 2022'nin Temmuz ayında FDA onayını alarak hipervasküler tümörlerin embolizasyonunda ve periferik damarlarda kan akışını kapatmak için kanama/hemoraji kontrolünde kullanım için onaylandı. 2022'nin Ağustos ayında JEM, Boston Scientific tarafından satın alındı ve Obsidio Conformable Embolic olarak yeniden adlandırıldı. Obsidio Jel, 1 Ocak 2024 tarihinde ulusal düzeyde kullanıma başlatıldı. Bugüne kadar Mayo Clinic'te Dr. Oklu ve meslektaşları tarafından Obsidio Jeli kullanarak akut kanamalı birçok hastanın hayatını kurtardı. Ulusal düzeyde Amerika’da 200'den fazla vaka gerçekleştirildi.

 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler