5 aralık dünya kadın hakları günü

GÜNDEM - GENEL 05.12.2018 - 20:47, Güncelleme: 14.01.2022 - 16:29 1068+ kez okundu.
 

5 aralık dünya kadın hakları günü

Türk Anneler Derneği Isparta şubesi 2. Başkanı ve Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serpil Yavuzlar'ın duygularını ifade ettiği yazısı
'Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.'' diyordu Atatürk.  Seçme ve seçilme hakkına kavuşmamızın 84. yılına ulaştığımız bugün, bu sözlerin hakkını verememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Nene Hatun, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Kastamonulu Şerife Bacı, Halim(e) Çavuş, Kara Fatma ve Milli Mücadelenin daha binlerce kahraman Türk Kadını ile Cumhuriyet aydınlığında uygar bir ülke oluşumuzun ilk temsilcileri olan Türk Kadınları (pilot Sabiha Gökçen, kimyacı Profesör Remziye Hisar, Doktor Safiye Ali, Avukat Süreyya Ağaoğlu, banka müdürü İclal Ersin, milletvekili Benal Arıman gibi...) ve günümüzde de Atatürk yolunda kararlı adımlarla yürümekten asla vazgeçmeyen, gelecek nesilleri de bu yolda yetiştirme çabasında olan aydın Türk Kadınlarıdır bu övgüye layık olanlar. Bugün çoğumuz, boynumuzdaki Cumhuriyet aydınlanmasının en değerli taşlarından oluşan kolyenin farkında bile değiliz. Günümüz Türkiye'sinde kadını geri planda bırakma çabaları alıp başını giderken, kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk gelin gibi vicdan sahibi hiç kimsenin tepkisiz kalamayacağı olaylar kanıksanırken nasıl alnımız açık, başımız dik durabiliriz? Vursunlar ensemize, alsınlar lokmamızı! Vursunlar ensemize, alsınlar lokmamızı! Olsun, altın günlerimiz var bizim, televizyon dizilerimiz, magazin programlarımız, akşama ne pişireceğim gibi kaygılarımız var, gerisi ne gam... Ya da çalışan kadınız ya canım, hiç bir şeyle uğraşacak vaktimiz yok.Vah vah, tuh tuh deyip geçeriz.  Sonra bir de bakarız, boynumuz kıldan ince eğilmiş ve düşmek üzere olan taşlarını sağlamlaştırıp parlatmayı beceremediğimiz o nadide kolyemiz yerlere düşüp ayaklar altında ezilip gitmiş...  Bunlar benim kaygılarım, ama inanıyorum ki Türk kadınları; Ulu Önder Atatürk'ün kendilerine sağladığı hakları yine onun devrimlerinin ışığında ilelebet savunacaktır. Sözlerimi şair arkadaşım Arzu Tetik dizeleriyle noktalıyorum.  Şu gördüğün denizin dibinde ben öldüm. Dibi, dıştan göründüğü gibi değildi... Bir kaç kulaç atamadan birden boğuldum, Boğulmak bildiğin gibi bir şey değildi... Hiç canım yanmadı, su çok serindi. Ama yüreğin kadar soğuk değildi... Önce dalgalara direndim, yoruldu bedenim. O benden yorulmuş gibi değildi... Oysa, yüzecektim inci-mercan koynunda, Dalacaktım yüreğinin o derin boşluğuna, Doyacaktım çöl sıcağı yaz akşamında... Yuttuğum su içilecek gibi değildi... Gölgeler düşmüştü gölgenin üstüne, Anlam veremedim o garip hallerine, Aldandığımı fark ettim aşkın gizemli sihrine, Hiç bir şey umduğum gibi değildi... Tuttum nefesimi, bir daha doğmadı güneş Yürek sızım dayanılır gibi değildi. Ağladım, kahrımdan kana bulandı deniz!  Deniz, gözyaşlarımdan daha tuzlu değildi... Kimse bilmez, bu sevdanın iki yüzü sır kaplı. Sen istediğin için boynum kıldan ince değildi... Ayrıldım tenden, 'dönmemek' kavliyle, Sorsan, belki de bir meraktı o can havliyle. Ürperdim, heyecanlandım ama korku değildi... Şu gördüğün denizin dibinde ben öldüm, Bir martının kanat çırpışıydı can verişim!  Uyandım uykudan hiç biri gerçek değildi!
Türk Anneler Derneği Isparta şubesi 2. Başkanı ve Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serpil Yavuzlar'ın duygularını ifade ettiği yazısı

'Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.'' diyordu Atatürk.  Seçme ve seçilme hakkına kavuşmamızın 84. yılına ulaştığımız bugün, bu sözlerin hakkını verememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Nene Hatun, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Kastamonulu Şerife Bacı, Halim(e) Çavuş, Kara Fatma ve Milli Mücadelenin daha binlerce kahraman Türk Kadını ile Cumhuriyet aydınlığında uygar bir ülke oluşumuzun ilk temsilcileri olan Türk Kadınları (pilot Sabiha Gökçen, kimyacı Profesör Remziye Hisar, Doktor Safiye Ali, Avukat Süreyya Ağaoğlu, banka müdürü İclal Ersin, milletvekili Benal Arıman gibi...) ve günümüzde de Atatürk yolunda kararlı adımlarla yürümekten asla vazgeçmeyen, gelecek nesilleri de bu yolda yetiştirme çabasında olan aydın Türk Kadınlarıdır bu övgüye layık olanlar.
Bugün çoğumuz, boynumuzdaki Cumhuriyet aydınlanmasının en değerli taşlarından oluşan kolyenin farkında bile değiliz. Günümüz Türkiye'sinde kadını geri planda bırakma çabaları alıp başını giderken, kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk gelin gibi vicdan sahibi hiç kimsenin tepkisiz kalamayacağı olaylar kanıksanırken nasıl alnımız açık, başımız dik durabiliriz? Vursunlar ensemize, alsınlar lokmamızı! Vursunlar ensemize, alsınlar lokmamızı! Olsun, altın günlerimiz var bizim, televizyon dizilerimiz, magazin programlarımız, akşama ne pişireceğim gibi kaygılarımız var, gerisi ne gam... Ya da çalışan kadınız ya canım, hiç bir şeyle uğraşacak vaktimiz yok.Vah vah, tuh tuh deyip geçeriz.  Sonra bir de bakarız, boynumuz kıldan ince eğilmiş ve düşmek üzere olan taşlarını sağlamlaştırıp parlatmayı beceremediğimiz o nadide kolyemiz yerlere düşüp ayaklar altında ezilip gitmiş...  Bunlar benim kaygılarım, ama inanıyorum ki Türk kadınları; Ulu Önder Atatürk'ün kendilerine sağladığı hakları yine onun devrimlerinin ışığında ilelebet savunacaktır. Sözlerimi şair arkadaşım Arzu Tetik dizeleriyle noktalıyorum. 

Şu gördüğün denizin dibinde ben öldüm.
Dibi, dıştan göründüğü gibi değildi...
Bir kaç kulaç atamadan birden boğuldum,
Boğulmak bildiğin gibi bir şey değildi...
Hiç canım yanmadı, su çok serindi.
Ama yüreğin kadar soğuk değildi...
Önce dalgalara direndim, yoruldu bedenim.
O benden yorulmuş gibi değildi...
Oysa, yüzecektim inci-mercan koynunda,
Dalacaktım yüreğinin o derin boşluğuna,
Doyacaktım çöl sıcağı yaz akşamında...
Yuttuğum su içilecek gibi değildi...
Gölgeler düşmüştü gölgenin üstüne,
Anlam veremedim o garip hallerine,
Aldandığımı fark ettim aşkın gizemli sihrine,
Hiç bir şey umduğum gibi değildi...
Tuttum nefesimi, bir daha doğmadı güneş
Yürek sızım dayanılır gibi değildi.
Ağladım, kahrımdan kana bulandı deniz! 
Deniz, gözyaşlarımdan daha tuzlu değildi...
Kimse bilmez, bu sevdanın iki yüzü sır kaplı.
Sen istediğin için boynum kıldan ince değildi...
Ayrıldım tenden, 'dönmemek' kavliyle,
Sorsan, belki de bir meraktı o can havliyle.
Ürperdim, heyecanlandım ama korku değildi...
Şu gördüğün denizin dibinde ben öldüm,
Bir martının kanat çırpışıydı can verişim! 
Uyandım uykudan hiç biri gerçek değildi!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler