OBEZİTE TEDAVİSİNDE YENİ DÖNEM: PROF. DR. CİNDORUK YENİ İLAÇLARIN ETKİNLİĞİNİ VE SİNDİRİM SİSTEMİ RİSKLERİNİ AÇIKLADI
- Obezite: Artık Yalnızca Estetik Değil, Küresel Bir Hastalık
ANTALYA - Prof. Dr. Cindoruk, obezitenin artık yalnızca görünümle ilgili bir mesele olmadığını, kronik bir hastalık olduğunu ve kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon gibi pek çok ciddi sağlık sorununa zemin hazırladığını vurguladı.
“Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde 1 milyardan fazla insan obezdir ve bu sayı giderek artmaktadır. Türkiye’de ise erişkinlerin yaklaşık %30’unda obezite görülmektedir” diyen Cindoruk, geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı bu tabloda, son 10 yılda geliştirilen yeni antiobezite ilaçlarının önemine dikkat çekti.
- Yeni İlaçlar: Yüksek Kilo Kaybı Oranları Sunuyor
Son yıllarda gündeme gelen ve GLP-1 reseptör agonistleri ile GIP/GLP-1 çift etkili ajanları içeren yeni nesil ilaçların obezite tedavisinde çığır açan sonuçlar sunduğunu belirten Prof. Dr. Cindoruk, bu ilaçların neden bu kadar konuşulduğunu şöyle özetledi:
*Kilo kaybı oranları çok yüksek: Klinik çalışmalarda %12–22 arasında kalıcı kilo kaybı sağlanabiliyor.
*Diyabet riskini azaltıyorlar, tansiyon ve kolesterol üzerinde olumlu etkiler görülmekte
*Birçok hastada yaşam kalitesini belirgin şekilde iyileştirmektedir.
*Liraglutide: Günlük enjeksiyon, GLP-1 reseptör agonisti.
*Semaglutide: Haftalık enjeksiyon, GLP-1 agonistleri içinde en güçlü kilo kaybı sağlayanlardan biri.
*Tirzepatide: Hem GLP-1 hem GIP reseptörlerine etki eden çift inkretin agonisti; kilo kaybı potansiyeli en yüksek olan ajanlardan biridir.
Bu ilaçlar iştahı azaltır, doygunluk hissini artırır, mide boşalmasını yavaşlatır ve insülin duyarlılığını düzeltmektedir.
- Gastrointestinal Yan Etkiler Gündemde
Güçlü kilo kaybı mekanizmalarına sahip bu ilaçların sindirim sistemi üzerindeki yan etkilerinin kaçınılmaz olarak gündeme geldiğini belirten Cindoruk, kamuoyunda en çok merak edilen konuya açıklık getirdi.
En sık görülen bulgular arasında bulantı, kusma, karın ağrısı veya şişkinlik, konstipasyon (kabızlık) ve diyare (ishal) olduğunu kaydetti.
Bu yan etkilerin temel nedenini açıklayan Cindoruk, “İlaçlar mide boşalmasını yavaşlatır ve bağırsak hareketlerini yavaşlatır. Bu durum, özellikle hassas bireylerde bulantı ve şişkinliğe yol açabilir,” dedi. Bu etkilerin ilacın ana etki mekanizmasının bir parçası olduğunu, ancak doğru yönetildiğinde zamanla azaldığını bildirdi.
Daha az bilinen ancak önemli risklere de dikkat çeken Prof. Dr. Cindoruk, hızlı kilo kaybının safra kesesi taşları riskini artırabileceğini ve nadir de olsa pankreatit riski olduğunu, bu nedenle yakından takip önerildiğini vurguladı.
- Yan Etkilerin Yönetimi ve Yanlış Bilinenler
Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, hastaların çoğunda yan etkilerin kontrol edilebilir ve geçici olduğunu ancak şiddetli ve sürekli kusma, dayanılmaz karın ağrısı gibi belirtilerde mutlaka bir gastroenteroloğa başvurulması gerektiğini söyledi.
Yan Etkilerin Yönetimi için kritik noktaları paylaşan Cindoruk şunları söyledi: "Doz artırımı yavaş yapılmalı (Hızlı titrasyon yan etki oranını artırır). Yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Öğünler küçük ve sık olmalı."
Toplumsal algıdaki bazı yanlışları da düzelten Cindoruk, “Bu ilaçlar bağımlılık yapıyor,” iddiasının yanlış olduğunu, bıraktırıldığında iştahın normale döndüğünü açıkladı. Ayrıca “Herkes kullanabilir” algısının da kesinlikle yanlış olduğunu, bu ilaçların tıbbi endikasyonlara göre ve hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Cindoruk, bu yeni nesil ilaçların doğru kullanıldığında son derece etkili olduğunu ve sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve davranışsal destek ile birlikte kullanıldığında en etkili sonuçları verdiğini belirterek sözlerini tamamladı. Obezitenin bir “irade sorunu” değil, karmaşık bir hastalık olduğunu ve tedavisinin bütüncül olması gerektiğini dile getirdi.