Barınma Sorunu Antalya Ekonomisini Tehdit ediyor

GÜNDEM - GENEL (Haber Merkezi) - | 19.04.2023 - 15:15, Güncelleme: 19.04.2023 - 21:10 12084+ kez okundu.
 

Barınma Sorunu Antalya Ekonomisini Tehdit ediyor

ANTGİAD (Antalya Genç İş İnsanları Derneği) Başkanı Osman Sert, konut ve kira fiyatlarının astronomik yükselişinin Antalya ekonomisinin sürdürülebilirliğini tehdit eden en önemli konu haline geldiğini belirterek “ seçilecek Antalya milletvekillerimizin öncelikli gündemi Antalyalının barınma sorununa çözüm üretmek olmalı” dedi.
 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri için adayların belirlendiğini ve seçimlerin bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini arzu ettiklerini kaydeden ANTGİAD Başkanı Osman Sert, “Türkiye, hedefleri olan, potansiyeli yüksek bir ülkedir. Halkımız, 14 Mayıs’ta ülkemizin potansiyelini ortaya çıkarabilecek yönetim kadrolarını belirlemek için yine sandığa gidecek. Bu sürecin, ayrışmaya değil aydınlık Türkiye vizyonunda bütünleşmeye vesile olan, Cumhuriyetin 100. yılına yakışır olgunlukta bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini diliyoruz” dedi. Antalya, özellikle asgari ücretli ve memurlar için bir sürgün yerine dönüştü Yeni dönemde görev alacak Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinden beklentilerinin büyük olduğunu kaydeden Başkan Sert, “özellikle Antalya milletvekillerimizden bazı konulara hiç zaman kaybetmeden odaklanmalarını beklemekteyiz. Bunların başında da barınma maliyetleri problemi geliyor. Biz Antalya’da bu problemi şu an çok yoğun hissediyoruz. Bugün ilimizde ekonomimizin sürdürülebilirliğini tehdit eden düzeyde bir barınma maliyet artışı vardır. Ekonomi; üretim, ticaret, dağıtım-tüketim, ithalat ve ihracattan oluşan insan etkinliği olarak tanımlanır. Nitelikli insan gücünün olmadığı yerde güçlü bir ekonomiden söz etmek mümkün değildir. Son süreçte konut ve kira ücretlerinde yaşanan aşırı yükseliş, nitelikli insan gücünün bile Antalya’da barınmasına imkân vermeyen düzeye çıkmış, asgari ücretli kesimin erişim gücünü çoktan aşmıştır. Gelinen noktada Antalya, asgari ücretli ve memurlar için adeta sürgün yerine dönüşerek tecrübeli, teknik ve ara eleman pozisyonunda çalışan personellerin Antalya’mızdan tersine mecburi bir göç durumu başlamıştır. Emlaktan kazanılan parayı üreterek, çalışarak kazanamadık! Konutta en etken faktörlerden olan deprem öncesi verileri dahi baz alırsak BETAM ve sahibinden.com tarafından Şubat ayında yayınlanan Kiralık Konut Piyasası Görünüm raporu verilerine göre Antalya’da kiralar bir sene öncesinin 3,62 katına çıkarak uzun süre listenin en başında yer almıştır. Hatta 1 yıllık süreçteki aylık raporlar incelendiğinde  ‘’Önceki raporlarımızda belirttiğimiz gibi Antalya en yüksek kira artış oranının gözlemlendiği il olmuştur’’ cümlesinin maalesef tekrarlandığı görülmektedir. Merkez Bankası verilerine göre bölgemizde konut fiyat endeksi bir sene içinde yine yaklaşık 3 katına çıkmış durumdadır. Oysaki ne işverenin ne de çalışanın geliri bu oranda artmadı. Emlak rantından kazanılan parayı biz üreterek, çalışarak, emek vererek kazanamadık. Antalya’da konuta talep devam ediyor Son açıklanan Mart ayı TÜİK verilerine baktığımızda konut satış sayısında İstanbul ve Ankara’nın arkasından 3. durumdayız. Nüfusu Antalya’dan daha fazla olan İzmir ve Bursa’nın önündeyiz. Yabancıya konut satışında ise listenin en tepesindeyiz. Bu veriler ve süregelen talep, Antalya’da barınma sorununun kendi haline bırakılamayacağını açıkça göstermektedir.   İş başvurusu yapan adaylara işverenlerin ilk sorusu: Antalya’da yaşayacak yeriniz var mı? ANTGİAD olarak bir süredir yeni yatırımları, yeni iş fikirlerini, kente vizyon verecek projeleri değil Antalya ekonomisinin dinamiği olan insan kaynağımızı nasıl koruyacağımızı konuşur olduk. İş insanı arkadaşlarımız yüksek nitelik istenmeyen işlerde bile asgari ücretin üzerinde bedelle çalışacak kişi bulamadıklarını söylüyorlar. İş başvurularında adaylara ilk sorumuz nitelikleri değil, “Antalya’da yaşayacak yeriniz var mı?” oluyor. Çünkü ortalamanın üzerinde ücret alan bir çalışanın bile astronomik artan kiraları karşılamasının ve temel standartlarda bir hayat yaşamasının mümkün olamayacağını ve işine odaklanamayacağını biliyoruz. Diğer taraftan birçok iş insanı da yaşanan kira artışlarını karşılayamıyor, iş yerini tasfiye ya da başka yere taşıma yoluna gidiyor.   Boş konut vergisi, fazla konuta ekstra vergi gibi önlemler konuşulmalı Konutu bir yatırım aracı olmaktan çıkaran, herkesin ulaşması gereken bir barınma aracı olarak gören düzenlemelerin acilen ulusal düzeyde konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda Kanada gibi ülkelerde uygulanmış ve başarıya ulaşmış boş konut vergisi gibi adımlar meclisin gündemine girmelidir. Belli sayının üzerinde konut sahibi olandan ekstra vergi alınması gibi uygulamalar kamuoyunda ve akabinde mecliste daha ciddi konuşulmalıdır. Bir tarafta barınma ihtiyacını karşılayamayan insanlar varken diğer tarafta konut alabilenin koleksiyon yaptığı süreci sonlandırmalıyız. Konut, barınma aracı olarak görülmelidir, biriktirilecek bir meta olmamalıdır. Konut sahipliğinin rantı ve tasarruflar üretime, sanayiye, yeni iş fikirlerine yönlendirilmelidir. Böylece ülkemiz üretimle, istihdamla zenginleşme imkanına sahip olacaktır. Antalya için durum daha acil Antalya için ise konunun aciliyetine binaen özel tedbirlerin devreye alınması gerektiği açıktır. Bu kapsamda ilk olarak yabancıya konut satışının süreç normalleşinceye, ilimizdeki konut arzı talebi karşılayacak düzeye ulaşana kadar durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Antalya, kontrolsüz büyümeye teslim edilemeyecek değerde bir şehirdir. İlimizde göç kaynaklı hızlı büyüme, çağdaş kentleşme ilkelerinden ve ekonominin dinamiklerinden taviz verilmeden kontrol altına alınmalıdır. Bu kapsamda Antalya’ya göç sınırlandırılıp, ilimizde çalışan alt-orta gelir düzeyindeki vatandaşlarımızın erişebileceği olanaklarda sosyal konut projeleri devreye alınmalıdır. Bunlar ilk etapta aklımıza gelen önerilerdir. Tüm bu öneriler ve daha fazlası kamuoyunda konuşulmalı, tartışılmalı ve bir an önce somut adımlar atılmalıdır. Aksi taktirde Türkiye turizm ve tarımının lokomotifi olan Antalya ekonomisinin dinamizmini ve katma değerini sürdüremediğini görmemiz muhtemeldir. Turizm de tarım da emek yoğun sektörlerdir. İnsan kaynağımız ne kadar güçlüyse bu sektörlerimiz de o kadar güçlüdürler. Sektörleri bilen, tecrübe kazanmış insan kaynağımızı kaybedersek önümüzdeki süreçte katma değerli üretimden ve refah artışından söz etmemiz mümkün olamaz.  
ANTGİAD (Antalya Genç İş İnsanları Derneği) Başkanı Osman Sert, konut ve kira fiyatlarının astronomik yükselişinin Antalya ekonomisinin sürdürülebilirliğini tehdit eden en önemli konu haline geldiğini belirterek “ seçilecek Antalya milletvekillerimizin öncelikli gündemi Antalyalının barınma sorununa çözüm üretmek olmalı” dedi.

 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri için adayların belirlendiğini ve seçimlerin bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini arzu ettiklerini kaydeden ANTGİAD Başkanı Osman Sert, “Türkiye, hedefleri olan, potansiyeli yüksek bir ülkedir. Halkımız, 14 Mayıs’ta ülkemizin potansiyelini ortaya çıkarabilecek yönetim kadrolarını belirlemek için yine sandığa gidecek. Bu sürecin, ayrışmaya değil aydınlık Türkiye vizyonunda bütünleşmeye vesile olan, Cumhuriyetin 100. yılına yakışır olgunlukta bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini diliyoruz” dedi.

Antalya, özellikle asgari ücretli ve memurlar için bir sürgün yerine dönüştü

Yeni dönemde görev alacak Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinden beklentilerinin büyük olduğunu kaydeden Başkan Sert, “özellikle Antalya milletvekillerimizden bazı konulara hiç zaman kaybetmeden odaklanmalarını beklemekteyiz. Bunların başında da barınma maliyetleri problemi geliyor. Biz Antalya’da bu problemi şu an çok yoğun hissediyoruz. Bugün ilimizde ekonomimizin sürdürülebilirliğini tehdit eden düzeyde bir barınma maliyet artışı vardır.

Ekonomi; üretim, ticaret, dağıtım-tüketim, ithalat ve ihracattan oluşan insan etkinliği olarak tanımlanır. Nitelikli insan gücünün olmadığı yerde güçlü bir ekonomiden söz etmek mümkün değildir. Son süreçte konut ve kira ücretlerinde yaşanan aşırı yükseliş, nitelikli insan gücünün bile Antalya’da barınmasına imkân vermeyen düzeye çıkmış, asgari ücretli kesimin erişim gücünü çoktan aşmıştır.

Gelinen noktada Antalya, asgari ücretli ve memurlar için adeta sürgün yerine dönüşerek tecrübeli, teknik ve ara eleman pozisyonunda çalışan personellerin Antalya’mızdan tersine mecburi bir göç durumu başlamıştır.

Emlaktan kazanılan parayı üreterek, çalışarak kazanamadık!

Konutta en etken faktörlerden olan deprem öncesi verileri dahi baz alırsak BETAM ve sahibinden.com tarafından Şubat ayında yayınlanan Kiralık Konut Piyasası Görünüm raporu verilerine göre Antalya’da kiralar bir sene öncesinin 3,62 katına çıkarak uzun süre listenin en başında yer almıştır. Hatta 1 yıllık süreçteki aylık raporlar incelendiğinde  ‘’Önceki raporlarımızda belirttiğimiz gibi Antalya en yüksek kira artış oranının gözlemlendiği il olmuştur’’ cümlesinin maalesef tekrarlandığı görülmektedir.

Merkez Bankası verilerine göre bölgemizde konut fiyat endeksi bir sene içinde yine yaklaşık 3 katına çıkmış durumdadır. Oysaki ne işverenin ne de çalışanın geliri bu oranda artmadı. Emlak rantından kazanılan parayı biz üreterek, çalışarak, emek vererek kazanamadık.

Antalya’da konuta talep devam ediyor

Son açıklanan Mart ayı TÜİK verilerine baktığımızda konut satış sayısında İstanbul ve Ankara’nın arkasından 3. durumdayız. Nüfusu Antalya’dan daha fazla olan İzmir ve Bursa’nın önündeyiz. Yabancıya konut satışında ise listenin en tepesindeyiz. Bu veriler ve süregelen talep, Antalya’da barınma sorununun kendi haline bırakılamayacağını açıkça göstermektedir.

 

İş başvurusu yapan adaylara işverenlerin ilk sorusu: Antalya’da yaşayacak yeriniz var mı?

ANTGİAD olarak bir süredir yeni yatırımları, yeni iş fikirlerini, kente vizyon verecek projeleri değil Antalya ekonomisinin dinamiği olan insan kaynağımızı nasıl koruyacağımızı konuşur olduk. İş insanı arkadaşlarımız yüksek nitelik istenmeyen işlerde bile asgari ücretin üzerinde bedelle çalışacak kişi bulamadıklarını söylüyorlar. İş başvurularında adaylara ilk sorumuz nitelikleri değil, “Antalya’da yaşayacak yeriniz var mı?” oluyor. Çünkü ortalamanın üzerinde ücret alan bir çalışanın bile astronomik artan kiraları karşılamasının ve temel standartlarda bir hayat yaşamasının mümkün olamayacağını ve işine odaklanamayacağını biliyoruz. Diğer taraftan birçok iş insanı da yaşanan kira artışlarını karşılayamıyor, iş yerini tasfiye ya da başka yere taşıma yoluna gidiyor.  

Boş konut vergisi, fazla konuta ekstra vergi gibi önlemler konuşulmalı

Konutu bir yatırım aracı olmaktan çıkaran, herkesin ulaşması gereken bir barınma aracı olarak gören düzenlemelerin acilen ulusal düzeyde konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda Kanada gibi ülkelerde uygulanmış ve başarıya ulaşmış boş konut vergisi gibi adımlar meclisin gündemine girmelidir. Belli sayının üzerinde konut sahibi olandan ekstra vergi alınması gibi uygulamalar kamuoyunda ve akabinde mecliste daha ciddi konuşulmalıdır. Bir tarafta barınma ihtiyacını karşılayamayan insanlar varken diğer tarafta konut alabilenin koleksiyon yaptığı süreci sonlandırmalıyız. Konut, barınma aracı olarak görülmelidir, biriktirilecek bir meta olmamalıdır. Konut sahipliğinin rantı ve tasarruflar üretime, sanayiye, yeni iş fikirlerine yönlendirilmelidir. Böylece ülkemiz üretimle, istihdamla zenginleşme imkanına sahip olacaktır.

Antalya için durum daha acil

Antalya için ise konunun aciliyetine binaen özel tedbirlerin devreye alınması gerektiği açıktır. Bu kapsamda ilk olarak yabancıya konut satışının süreç normalleşinceye, ilimizdeki konut arzı talebi karşılayacak düzeye ulaşana kadar durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Antalya, kontrolsüz büyümeye teslim edilemeyecek değerde bir şehirdir. İlimizde göç kaynaklı hızlı büyüme, çağdaş kentleşme ilkelerinden ve ekonominin dinamiklerinden taviz verilmeden kontrol altına alınmalıdır. Bu kapsamda Antalya’ya göç sınırlandırılıp, ilimizde çalışan alt-orta gelir düzeyindeki vatandaşlarımızın erişebileceği olanaklarda sosyal konut projeleri devreye alınmalıdır. Bunlar ilk etapta aklımıza gelen önerilerdir. Tüm bu öneriler ve daha fazlası kamuoyunda konuşulmalı, tartışılmalı ve bir an önce somut adımlar atılmalıdır.

Aksi taktirde Türkiye turizm ve tarımının lokomotifi olan Antalya ekonomisinin dinamizmini ve katma değerini sürdüremediğini görmemiz muhtemeldir. Turizm de tarım da emek yoğun sektörlerdir. İnsan kaynağımız ne kadar güçlüyse bu sektörlerimiz de o kadar güçlüdürler. Sektörleri bilen, tecrübe kazanmış insan kaynağımızı kaybedersek önümüzdeki süreçte katma değerli üretimden ve refah artışından söz etmemiz mümkün olamaz.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler