Prof. Dr. Dilek Oğuz: Siroz Riskine Dikkat! Karaciğer Yağlanması Tedavi Edilmezse Kalıcı Hasara Yol Açıyor

SAĞLIK (DM) - DEMİRKAN MEDYA | 02.12.2025 - 11:03, Güncelleme: 02.12.2025 - 11:03 10581 kez okundu.
 

Prof. Dr. Dilek Oğuz: Siroz Riskine Dikkat! Karaciğer Yağlanması Tedavi Edilmezse Kalıcı Hasara Yol Açıyor

​Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, tüm dünyada obezite ile birlikte hızla yayılan ve toplum sağlığını tehdit eden Karaciğer Yağlanması (NAFLD) tehlikesine dikkat çekti.​Prof. Dr. Oğuz, erken dönemde hiçbir belirti vermeden yıllarca sessizce ilerleyen bu hastalığın, fark edilmediğinde siroz gibi kalıcı ve ciddi karaciğer hasarlarına yol açabileceğini vurguladı. Günümüzde her 4 yetişkinden 1’inde karaciğer yağlanması bulunduğunun tahmin edildiğini belirten Oğuz, bunun hastalığın büyüyen bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü açıkça gösterdiğini söyledi.
- Risk Faktörleri ve Tehlikeli İlerleyiş ANTALYA - ​Prof. Dr. Oğuz, karaciğer yağlanmasının başlıca risk faktörlerini obezite, yüksek kalorili beslenme, işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, hareketsizlik ve stres olarak sıraladı. Çocukluk çağındaki obezite artışıyla birlikte karaciğer yağlanmasının artık çocuk ve gençleri de etkilemesinin, gelecekte karaciğer hastalıklarının daha erken yaşlarda başlayabileceğine işaret ettiğini kaydetti.   ​Hastalığın sinsi ilerleyişine değinen Oğuz, erken teşhisin kritik olduğunu vurguladı. Hastalığın basit kan testleri ve ultrasonografi ile tespit edilebileceğini açıkladı ve özellikle fazla kilolu, bel çevresi artmış, insülin direnci veya tip 2 diyabeti olan bireylerin mutlaka düzenli hekim kontrolü altında olması gerektiğine dikkat çekti.   - Tedavinin Temeli: Yaşam Tarzı Değişiklikleri ​Prof. Dr. Dilek Oğuz, karaciğer yağlanması tedavisinin temelini yaşam tarzı değişikliklerinin oluşturduğunu belirtti. ​Kilo Kaybı: Toplam vücut ağırlığının %7–10 oranında azaltılmasının karaciğer yağlanmasını önemli ölçüde geriletebileceğini söyledi. ​Fiziksel Aktivite: Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz önerildiğini aktardı. ​Akdeniz Tipi Beslenme: Zeytinyağı, taze sebze ve meyve, tam tahıllar, balık ve baklagillerin ağırlıkta olduğu bu beslenme modelinin, işlenmiş gıdalar ve rafine şekerin sınırlandırılmasıyla karaciğer yağlanmasını azaltmada en etkili bilimsel yöntemlerden biri olduğunu vurguladı. ​Oğuz ayrıca, kan şekeri, insülin direnci, kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düzenlenmesinin (Metabolik risk faktörlerinin kontrolü) karaciğer hasarının ilerlemesini durdurmada kritik rol oynadığını sözlerine ekledi. ​ - Karaciğer Yağlanmasının En Ciddi Sonucu: Siroz ​Uzun yıllar fark edilmeden ilerleyen hastalığın, tedavi edilmediğinde siroz gelişimine yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz, sirozun karaciğer dokusunun kalıcı olarak hasarlanması, sertleşmesi ve işlev kaybına uğraması anlamına geldiğini açıkladı. ​ Sirozun olası sonuçları arasında karaciğer yetmezliği, karın sıvısı birikimi (asit), kanama riski ve karaciğer kanseri gelişme olasılığında artışın bulunduğunu vurguladı.   ​Prof. Dr. Oğuz, karaciğer yağlanmasına bağlı siroz gelişiminin dünya genelinde artması nedeniyle, alkol dışı nedenlerin artık karaciğer nakil endikasyonları arasında üst sıralara yükseldiğine dikkat çekti. Bu durumun, hastalığın erken evrede tespit edilip tedavi edilmesinin hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.   ​Prof. Dr. Dilek Oğuz, son olarak, karaciğer yağlanmasının zamanında müdahale edildiğinde büyük ölçüde önlenebilir ve geri döndürülebilir bir hastalık olduğunu belirterek, sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi ve Akdeniz tipi beslenme modelinin yaygınlaştırılmasının karaciğer hastalıklarının önüne geçilmesinde kritik rol oynadığını vurguladı ve toplumu bilinçli olmaya çağırdı.    
​Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, tüm dünyada obezite ile birlikte hızla yayılan ve toplum sağlığını tehdit eden Karaciğer Yağlanması (NAFLD) tehlikesine dikkat çekti.​Prof. Dr. Oğuz, erken dönemde hiçbir belirti vermeden yıllarca sessizce ilerleyen bu hastalığın, fark edilmediğinde siroz gibi kalıcı ve ciddi karaciğer hasarlarına yol açabileceğini vurguladı. Günümüzde her 4 yetişkinden 1’inde karaciğer yağlanması bulunduğunun tahmin edildiğini belirten Oğuz, bunun hastalığın büyüyen bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü açıkça gösterdiğini söyledi.

- Risk Faktörleri ve Tehlikeli İlerleyiş

ANTALYA - ​Prof. Dr. Oğuz, karaciğer yağlanmasının başlıca risk faktörlerini obezite, yüksek kalorili beslenme, işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, hareketsizlik ve stres olarak sıraladı. Çocukluk çağındaki obezite artışıyla birlikte karaciğer yağlanmasının artık çocuk ve gençleri de etkilemesinin, gelecekte karaciğer hastalıklarının daha erken yaşlarda başlayabileceğine işaret ettiğini kaydetti.

 

​Hastalığın sinsi ilerleyişine değinen Oğuz, erken teşhisin kritik olduğunu vurguladı. Hastalığın basit kan testleri ve ultrasonografi ile tespit edilebileceğini açıkladı ve özellikle fazla kilolu, bel çevresi artmış, insülin direnci veya tip 2 diyabeti olan bireylerin mutlaka düzenli hekim kontrolü altında olması gerektiğine dikkat çekti.

 

- Tedavinin Temeli: Yaşam Tarzı Değişiklikleri

​Prof. Dr. Dilek Oğuz, karaciğer yağlanması tedavisinin temelini yaşam tarzı değişikliklerinin oluşturduğunu belirtti.
​Kilo Kaybı: Toplam vücut ağırlığının %7–10 oranında azaltılmasının karaciğer yağlanmasını önemli ölçüde geriletebileceğini söyledi.

​Fiziksel Aktivite: Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz önerildiğini aktardı. ​Akdeniz Tipi Beslenme: Zeytinyağı, taze sebze ve meyve, tam tahıllar, balık ve baklagillerin ağırlıkta olduğu bu beslenme modelinin, işlenmiş gıdalar ve rafine şekerin sınırlandırılmasıyla karaciğer yağlanmasını azaltmada en etkili bilimsel yöntemlerden biri olduğunu vurguladı.

​Oğuz ayrıca, kan şekeri, insülin direnci, kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düzenlenmesinin (Metabolik risk faktörlerinin kontrolü) karaciğer hasarının ilerlemesini durdurmada kritik rol oynadığını sözlerine ekledi.

​ - Karaciğer Yağlanmasının En Ciddi Sonucu: Siroz

​Uzun yıllar fark edilmeden ilerleyen hastalığın, tedavi edilmediğinde siroz gelişimine yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz, sirozun karaciğer dokusunun kalıcı olarak hasarlanması, sertleşmesi ve işlev kaybına uğraması anlamına geldiğini açıkladı.

Sirozun olası sonuçları arasında karaciğer yetmezliği, karın sıvısı birikimi (asit), kanama riski ve karaciğer kanseri gelişme olasılığında artışın bulunduğunu vurguladı.

 

​Prof. Dr. Oğuz, karaciğer yağlanmasına bağlı siroz gelişiminin dünya genelinde artması nedeniyle, alkol dışı nedenlerin artık karaciğer nakil endikasyonları arasında üst sıralara yükseldiğine dikkat çekti. Bu durumun, hastalığın erken evrede tespit edilip tedavi edilmesinin hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.

 

​Prof. Dr. Dilek Oğuz, son olarak, karaciğer yağlanmasının zamanında müdahale edildiğinde büyük ölçüde önlenebilir ve geri döndürülebilir bir hastalık olduğunu belirterek, sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi ve Akdeniz tipi beslenme modelinin yaygınlaştırılmasının karaciğer hastalıklarının önüne geçilmesinde kritik rol oynadığını vurguladı ve toplumu bilinçli olmaya çağırdı.

 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami chat mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet türk sohbet sohbet
marsbahis Marsbahis Giriş marsbahis