ANTALYA'DA KÜRESEL ENERJİ BULUŞMASI

 

ANTALYA - Kumbaroğlu, enerji dönüşümünün temelinin artık bakır, lityum ve kobalt gibi madenlere dayandığını vurgulayarak şunları söyledi: “Enerji dönüşümü, bu kaynaklara sahip olmadan mümkün değil. Orta Asya kritik madenlerde güçlü bir bölge. Türkiye ise jeotermal kaynaklardan lityum çıkarmada öncü bir ülke haline geliyor. Ayrıca bölgede en büyük kobalt üreticisi yine Türkiye.” Küresel enerji talebinin hızla artacağını belirten Kumbaroğlu, bakır ve lityumun geleceğin petrolü haline geldiğini ifade etti.

- “YILLIK FİNANSMAN AÇIĞI 1 TRİLYON DOLARIN ÜZERİNDE”

Enerji dönüşümünün finansman boyutunu vurgulayan Kumbaroğlu şu uyarıyı yaptı: “Her yıl 1,3 trilyon dolarlık bir ihtiyaç var. Bunun yalnızca 300 milyar doları taahhüt edilmiş. Finansman açığı büyüyor. Özel sektörün, kalkınma bankalarının ve uluslararası fonların daha etkin rol alması gerekiyor.” 

COP31’in Antalya’da yapılacak olmasının Türkiye’ye önemli bir diplomatik ve ekonomik fırsat sunduğunu da belirtti: “Bu zirve COP31’e giden yolun en kritik hazırlık aşamalarından biridir.”

- BATARYALAR, DÖNGÜSEL EKONOMİ VE KRİTİK MADENLER ASPİLSAN ENERJİ: “BATARYA ARTIK GELECEĞİN MADENİDİR” Aspilsan Enerji Genel Müdürü Ahmet Turan Özdemir, elektrikli araçların hızla yaygınlaştığı bu dönemde pil üretim zincirinin kritikleştiğini söyledi. “Lityum, nikel, kobalt ve grafit temiz enerji çağının stratejik kaynaklarıdır.” Özdemir, kullanım ömrünü tamamlayan bataryaların geri dönüşümle yüzde 95’e varan oranda yeniden kazanılabildiğini belirterek hem ithalat bağımlılığının hem karbon ayak izinin azalacağını vurguladı.   Ayrıca Avrupa Birliği’nin getirdiği yeni batarya düzenlemelerinin üretimde döngüsel ekonomiyi zorunlu hale getirdiğini söyledi. - KİMLER NE DEDİ? ULUSLARARASI UZMANLARDAN ÇARPICI MESAJLAR SUUDİ ARABİSTAN – “KRİZ YERİNE İŞBİRLİĞİ”  

KAPSARC Politikaları Okulu’ndan Doç. Dr. Emre Hatipoğlu, kritik madenlerde rekabet ve kriz söylemi yerine uluslararası ortaklıkların önem kazandığını belirtti. “Suudi Arabistan Endonezya’dan ABD’ye kadar birçok ülkede tedarik zinciri yatırımı yapıyor. Körfez ülkeleri kritik minerallerde ortak hareket ediyor.”

 

ÇİN – “GERİ DÖNÜŞÜM MÜMKÜN, AMA MALİYETLER YÜKSEK”

Shenzhen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Xiaoqi Sun, kritik minerallerin petrol ve gazdan çok daha fazla atık oluşturduğunu söyleyerek geri dönüşümün zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Sun, AB–ABD–Çin arasında karbon salımı standartlarının uyumsuzluğunun uluslararası işbirliği gerektiren “acil bir sorun” olduğunu vurguladı.

  ENERJİDE FOSİLDEN PETROKİMYAYA DOĞRU KAYIŞ SOCAR TÜRKİYE: “PETROKİMYA GELECEĞİN STRATEJİK ALANI” SOCAR Türkiye CEO’su Elçin İbadov, elektrikli araçların akaryakıt talebini düşürse de petrokimya ürünlerinin kullanımının arttığını söyledi: “Rafineriler daha az yakıt, daha fazla petrokimya hammaddesi üretecek. Bu nedenle Türkiye’de 4–5 milyar dolarlık yeni bir yatırım başlatıyoruz.” 2024–2035 döneminde büyüme gösterebilen tek sektörün petrokimya olduğunu belirtti. KUVEYT – “PETROL BİTTİ DEMEK GERÇEKÇİ DEĞİL”

Kuveyt Bilimsel Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Osamah Alsayegh, enerji dönüşümünün fosil yakıtları tamamen ortadan kaldırmadığını söyledi: “Elektrikli araçlardan rüzgar türbinlerine kadar pek çok teknoloji hâlâ petrokimyasallara bağımlı. Rafinaj sektörünün rolü devam edecek.”

ŞİLİ – “FOSİL BAĞIMLI EKONOMİLER YÜKSEK RİSKTE”

Şili Katolik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ricardo Raineri, Kuveyt ve Irak gibi petrol gelirine bağımlı ülkelerin enerji dönüşümünde mali risk altında olduğunu belirtti.“Ekonomilerin artık yalnızca ham madde değil, katma değerli ve döngüsel modellerle rekabet etmesi gerekiyor.”

- TÜRKİYE ENERJİ MERKEZİ OLMAYA YAKIN

 

Prof. Dr. Kumbaroğlu zirveyi şu sözlerle özetledi: “Enerjide yeni dönemin merkezinde veri, teknoloji, sürdürülebilirlik ve kritik mineraller var. Türkiye, hem yatırım hem işbirliği hem de jeopolitik olarak bu dönüşümün tam ortasında duruyor.”

 

Konferans 6 Aralık’a sona verdi ve COP31 öncesinde bölgesel enerji vizyonu için kritik kararların alınmasına zemin hazırlayacak.