ZeytinliklerGelecektir,KömüreHayır ,ZeytinimeDokunma ,AntalyaZeytinlikleri ,EkolojiyeDokunma

Çevre Mühendisleri Antalya Şubesi’nden torba yasaya tepki: "Zeytinlikler taşınamaz!" Antalya’da tarım ve kırsal yaşamı tehdit eden yasa teklifi kamuoyunda yeniden tartışma yaratıyor. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TBMM gündemindeki düzenlemeye sert tepki göstererek, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını "geri dönüşü olmayan bir yıkım" olarak değerlendirdi.

- Zeytinlikler yalnızca ağaç değil, yaşamdır 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklik, zeytinlik alanların “geçici” madencilik faaliyetlerine açılmasına kapı aralıyor. Haziran ayında Meclis’e gelen torba yasa teklifinin 11. maddesi, zeytinliklerin başka alanlara taşınmasını da mümkün kılıyor. Ancak TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, bu yaklaşımın ekosistem gerçeklerini yok saydığını vurguladı. Yönetim kurulu adına yapılan açıklamada, zeytinliklerin yalnızca bir tarım alanı değil, aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunduğu, karbon emiliminde etkili, iklimi düzenleyen doğal varlıklar olduğu ifade edildi. - Kömür için doğayı feda etmeyin! “Zeytinlikler, bizim değil; çocuklarımızın ve torunlarımızın ortak mirasıdır. Bu alanlar ekonomik çıkarlar uğruna yok edilmemeli. Hele ki fosil yakıt gibi çevreye en zararlı kaynaklar için feda edilmesi, kabul edilemez bir adaletsizliktir.” Antalya’nın tarımsal yapısının bu değişiklikten derin zarar göreceği kaydedilirken, özellikle madencilikte kullanılan proses sularının ve atıkların, bölgedeki su kaynakları ve toprak sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturacağı vurgulandı. - Meclis’e açık çağrı: Geri çekin Çevre Mühendisleri, Türkiye’nin COP29 ve 2053 karbon nötr hedefleri ile çelişen bu yasa teklifinin, yalnızca doğaya değil, Türkiye’nin uluslararası iklim taahhütlerine de zarar vereceğini belirtti. Yönetim kurulu, tüm milletvekillerine seslenerek şu çağrıyı yaptı:“Tarım alanlarının enerji ve madencilik faaliyetlerine kurban edilmesini reddediyoruz. Zeytinlikler, yalnızca ekonomik değil; ekolojik, kültürel ve iklimsel açıdan korunması gereken alanlardır. Bu maddeden derhal vazgeçilmelidir.”