GÖRÜNMEZ
Köşe Yazarı
GÖRÜNMEZ
 

Yangın Mevsimi: Küller İçinde Bir Yıl Daha mı? Acımız Çok Büyük...

Türkiye'nin coğrafyası kadar kaderi de mi bu? Her yaz, bir "yangın mevsimi" olmasa da, maalesef ki ormanlarımız, yeşilimiz, köylerimiz ve kentlerimiz alevlere teslim oluyor. Her yıl aynı acı, aynı çaresizlik, aynı hüzünle yüzleşiyoruz. Göz göre göre, canlarımız, nefesimiz, geleceğimiz küle dönüyor. Bu sadece bir felaket değil, aynı zamanda kronik bir yara. Yangınlar başladığında yüreklerimiz yanıyor. Sosyal medyada "Geçmiş olsun Türkiye" paylaşımları sel oluyor, itfaiyecilerimizle, orman kahramanlarımızla gurur duyuyoruz. Ancak, sönen her yangınla birlikte, o anki duygu yoğunluğu da azalıyor ve ne yazık ki bir sonraki yangına kadar unutuveriyoruz. Oysa yangınlar sadece o anki ağaçları, evleri değil, ekosistemi, havamızı, suyumuzu, geleceğimizi yakıyor. - Eskişehir ve Afyonkarahisar'dan Gelen Yürek Yakan Haber Bu defa acımız katlandı, kelimeler boğazımızda düğümlendi. Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde başlayan ve rüzgârın amansız etkisiyle hızla yayılarak Afyonkarahisar'a da sıçrayan orman yangını, sadece ağaçlarımızı değil, 11 canımızı da bizden aldı. Yangını söndürme mücadelesi veren, alevlerin arasına kahramanca dalan 11 orman görevlisi şehit oldu. Bu vatan evlatları, yeşilimiz için, nefesimiz için, bizim için canlarını feda ettiler. Onlar sadece birer görevli değil, ormanlarımızı kendi canlarından kıymetli bilen, fedakâr kahramanlardı. Onların şehadeti, bu "yangın mevsimi" denen kâbusun en acı, en hazin yüzü oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Bu büyük acı, yüreğimizde derin bir iz bırakacaktır. - Peki, Neden Her Yıl Aynı Senaryo? Bu sorunun cevabı tek bir nedene indirgenemez. İklim değişikliğinin getirdiği kuraklık ve sıcaklık artışı elbette büyük bir etken. Ancak, insan faktörünü göz ardı etmek, bu sorunu anlamamıza engel olur. Dikkatsizlik, ihmal, kundaklama, hatta kasıtlı çıkar ilişkileri… Hepsi bu felaketin parçaları. Yangınlar başladığında söndürme çalışmaları büyük bir kahramanlık örneğiyle sürdürülüyor. Ama asıl mesele, yangınlar başlamadan önce alınacak önlemler değil mi? Ormanlarımızın korunması, yangın riskli bölgelerde yerleşimlerin kontrol altına alınması, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, erken uyarı sistemleri ve yeterli ekipman yatırımı… Bunlar sadece bir liste değil, gelecek nesillere bırakacağımız mirasın anahtarı. - Ders Çıkarma Vakti! Artık duygusal tepkilerin ötesine geçmeliyiz. Her yangının ardından yaptığımız "geçmiş olsun" temennileri, sadece bir sonraki yangına kadar ertelenmiş bir acıyı ifade ediyor. Bu döngüyü kırmanın tek yolu, bireysel ve toplumsal olarak sorumluluk almak. Bireysel Sorumluluk: Piknik ateşini söndürmek, sigara izmaritini atmamak, tarla temizliğinde dikkatli olmak gibi basit gibi görünen adımlar, büyük felaketleri önleyebilir. Unutmayalım ki, her kıvılcım bir ormanı yok edebilir. Toplumsal ve Kurumsal Sorumluluk: Yangınların önlenmesi ve söndürülmesi sadece itfaiyenin veya orman genel müdürlüğünün görevi değil. Belediyeler, yerel halk, STK'lar, üniversiteler, hepimiz bu mücadelenin bir parçası olmalıyız. Yangın riski yüksek bölgelerde yapılaşmanın denetlenmesi, orman yollarının iyileştirilmesi, yangın şeritlerinin oluşturulması, vatandaşların yangın güvenliği konusunda eğitilmesi hayati önem taşıyor. Daha fazla yangın söndürme uçağı, helikopteri, personel ve teknolojiye yatırım yapmak, çok daha akıllıca bir strateji olur !!... Yangın mevsimi, bize her yıl aynı acı dersi veriyor. Bu dersi artık almalı ve eyleme geçmeliyiz. Yoksa her yaz aynı manzaralarla, aynı yürek yanıklarıyla, aynı "geçmiş olsun" dilekleriyle mi yaşayacağız? Küllerden yeniden doğmak yerine, küle dönmekten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi? Bu topraklar bize emanet, geleceğimiz ise elimizde. Gelin, bu "yangın mevsimi" kabusuna hep birlikte son verelim. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken, bu acıların bir daha yaşanmaması en büyük temennimiz!  
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2025 -Perşembe

Yangın Mevsimi: Küller İçinde Bir Yıl Daha mı? Acımız Çok Büyük...

Türkiye'nin coğrafyası kadar kaderi de mi bu? Her yaz, bir "yangın mevsimi" olmasa da, maalesef ki ormanlarımız, yeşilimiz, köylerimiz ve kentlerimiz alevlere teslim oluyor. Her yıl aynı acı, aynı çaresizlik, aynı hüzünle yüzleşiyoruz. Göz göre göre, canlarımız, nefesimiz, geleceğimiz küle dönüyor. Bu sadece bir felaket değil, aynı zamanda kronik bir yara.

Yangınlar başladığında yüreklerimiz yanıyor. Sosyal medyada "Geçmiş olsun Türkiye" paylaşımları sel oluyor, itfaiyecilerimizle, orman kahramanlarımızla gurur duyuyoruz. Ancak, sönen her yangınla birlikte, o anki duygu yoğunluğu da azalıyor ve ne yazık ki bir sonraki yangına kadar unutuveriyoruz. Oysa yangınlar sadece o anki ağaçları, evleri değil, ekosistemi, havamızı, suyumuzu, geleceğimizi yakıyor.

- Eskişehir ve Afyonkarahisar'dan Gelen Yürek Yakan Haber


Bu defa acımız katlandı, kelimeler boğazımızda düğümlendi. Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde başlayan ve rüzgârın amansız etkisiyle hızla yayılarak Afyonkarahisar'a da sıçrayan orman yangını, sadece ağaçlarımızı değil, 11 canımızı da bizden aldı. Yangını söndürme mücadelesi veren, alevlerin arasına kahramanca dalan 11 orman görevlisi şehit oldu.

Bu vatan evlatları, yeşilimiz için, nefesimiz için, bizim için canlarını feda ettiler. Onlar sadece birer görevli değil, ormanlarımızı kendi canlarından kıymetli bilen, fedakâr kahramanlardı. Onların şehadeti, bu "yangın mevsimi" denen kâbusun en acı, en hazin yüzü oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Bu büyük acı, yüreğimizde derin bir iz bırakacaktır.

- Peki, Neden Her Yıl Aynı Senaryo?

Bu sorunun cevabı tek bir nedene indirgenemez. İklim değişikliğinin getirdiği kuraklık ve sıcaklık artışı elbette büyük bir etken. Ancak, insan faktörünü göz ardı etmek, bu sorunu anlamamıza engel olur. Dikkatsizlik, ihmal, kundaklama, hatta kasıtlı çıkar ilişkileri… Hepsi bu felaketin parçaları.

Yangınlar başladığında söndürme çalışmaları büyük bir kahramanlık örneğiyle sürdürülüyor. Ama asıl mesele, yangınlar başlamadan önce alınacak önlemler değil mi? Ormanlarımızın korunması, yangın riskli bölgelerde yerleşimlerin kontrol altına alınması, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, erken uyarı sistemleri ve yeterli ekipman yatırımı… Bunlar sadece bir liste değil, gelecek nesillere bırakacağımız mirasın anahtarı.

- Ders Çıkarma Vakti!

Artık duygusal tepkilerin ötesine geçmeliyiz. Her yangının ardından yaptığımız "geçmiş olsun" temennileri, sadece bir sonraki yangına kadar ertelenmiş bir acıyı ifade ediyor. Bu döngüyü kırmanın tek yolu, bireysel ve toplumsal olarak sorumluluk almak.

Bireysel Sorumluluk: Piknik ateşini söndürmek, sigara izmaritini atmamak, tarla temizliğinde dikkatli olmak gibi basit gibi görünen adımlar, büyük felaketleri önleyebilir. Unutmayalım ki, her kıvılcım bir ormanı yok edebilir.

Toplumsal ve Kurumsal Sorumluluk: Yangınların önlenmesi ve söndürülmesi sadece itfaiyenin veya orman genel müdürlüğünün görevi değil. Belediyeler, yerel halk, STK'lar, üniversiteler, hepimiz bu mücadelenin bir parçası olmalıyız. Yangın riski yüksek bölgelerde yapılaşmanın denetlenmesi, orman yollarının iyileştirilmesi, yangın şeritlerinin oluşturulması, vatandaşların yangın güvenliği konusunda eğitilmesi hayati önem taşıyor. 
Daha fazla yangın söndürme uçağı, helikopteri, personel ve teknolojiye yatırım yapmak, çok daha akıllıca bir strateji olur !!...


Yangın mevsimi, bize her yıl aynı acı dersi veriyor. Bu dersi artık almalı ve eyleme geçmeliyiz. Yoksa her yaz aynı manzaralarla, aynı yürek yanıklarıyla, aynı "geçmiş olsun" dilekleriyle mi yaşayacağız? Küllerden yeniden doğmak yerine, küle dönmekten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi? Bu topraklar bize emanet, geleceğimiz ise elimizde. Gelin, bu "yangın mevsimi" kabusuna hep birlikte son verelim. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken, bu acıların bir daha yaşanmaması en büyük temennimiz!

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Özgür Ɓütüner
(24.07.2025 16:48 - #409)
Manzara çok korkunç. Ekmeğimizi, havamızı, suymuzu, ekonomimizi, geleceğimizi, ekosistemimizi en önemlisi de insanlarımızı, hayvanlarımızı, bitki örtümüzü yani canlarımızı yok edip betonlaşma ve rant uğruna geleceğimızi yok ediyorlar. Bunların çoğu bilinçli, keyfi, tedbirsizlik, cahillik ve kasdi olarak gerçekleşmekte. Yazık, herşeyimizi yok etmek üzere adeta sözleşmişler, çok üzgünüz ( tabi içinde zerre vatan sevgisi kalanlar hissedebilir bu duyguyu)
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gollerbolgesigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami chat mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet türk sohbet sohbet
marsbahis Marsbahis Giriş marsbahis