Bazı insanlar işlerindeki başarılarıyla, bazıları ise yaptıkları dedikodu ile anılır. Ne yazık ki Isparta'da saygın bir kurum olan, kuruluşu çok eskilere dayanan bir kurumun yönetimi beni hayal kırıklığına uğrattı. İşini layıkıyla yapanlara sözüm yok. Fakat bazen bir yanlış tüm doğruları götürür ve o kurumun adını kirletir. Bir markan varsa, kaliteni bozduğun an markan hiç para etmez. Bu kurumun Başkanı ile bir sorunum yok. Kendisi beyefendi, Isparta'nın sevilen, sayılan, başarılı iş insanlarından birisi. Fakat bünyesinde bazı çalışanlarına ve yönetimde en yakınında olanlara dikkat etsin. Muhbirlik yapıp laf taşıyanlar, dedikodu üretenler, kraldan çok kralcılar, şahsi husumetleri ile işlerini birbirine karıştıranlar var. Sayın başkan benden söylemesi, bunun gibi insanlara dikkat et, size ve makamınızın saygınlığına zararları büyük olur. Bunları boşuna yazmıyorum. Eşim ve benim bu kurum ile yaşadığımız hoş ve etik olmayan bir durum, bunları yazmama sebep oldu. Bu kurumda, işimiz gereği muhatap olduğumuz bir çalışanın, söylemediğimiz bir sözü, yönetimdeki bir malum kişiye, söylemişiz gibi aktarması ile başlayan bir mesele. İşin ilginç tarafı o sözü söylemiş olsak bile büyütülecek bir tarafı yok. Sorun olan şey, o cümlede geçen kişinin adı. Meğer adı geçen o kişi ile, yönetimdeki o malum arkadaşın şahsi bir husumeti varmış. Bu sebepten dolayı, yönetimdeki o malum arkadaş tarafından haddini aşan, kendisine yakıştıramadığım bir üslupla bize yapılan kötü bir muameleye maruz kaldık.Asıl bizi üzen durum, adı geçen kişinin de zan altında kalması. Sonrasında basın mensubu olarak, aldığımız bir duyum üzerine de sorduğumuz bir soru bu arkadaşı çok sinirlendirdi, verdiği tepki bir kadın olarak beni çok korkuttu. Böyle bir tepki vermek yerine ikna edici bir açıklama yapması daha doğru olurdu. Yazılacak çok daha şey var ama uzatmak istemiyorum. Ertesi gün O Kurumun Başkanı ile görüştük. Başkan bu konuyu uzatmamamızı ve kapatmamızı rica etti. Bir önceki gün sorduğumuz soru Başkanı da rahatsız etmiş fakat kendisi de bu konuyla ilgili bir açıklama getirmedi. Maruz kaldığımız bu muamele ile ilgili bir özür bile dilenmedi, bu erdemi gösteremediler ne yazık ki!! Ben de bu yazıyı kaleme alma gereği duydum. Her şeye rağmen, kurumun adını ve şahısların adını telaffuz etmiyorum. Bir kurumun yöneticisi, başkanı, bünyesindeki herkesten sorumludur. Yapılan yanlışlar, alınan yanlış kararlar, etik olmayan davranışlar, önce o kurumun adına ve başkana zarar verir. Makamlar geçicidir, kalıcı olan bıraktığınız izlerdir, şerefiniz ve haysiyetinizdir. Gelecek nesillerinize de bırakacağınız en büyük miras budur. Çalışma ve yol arkadaşlarınızı doğru insanlardan seçin. Doğru bir arkadaş sizi vezir, yanlış bir arkadaş ise rezil eder... Şaman'a sormuşlar: Zehir nedir? ”İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir"demiş. "Bu güç olabilir veya tembellik, yiyecek, ego, hırs, ihtiras, kendini beğenmişlik, korku, öfke kıskançlık ve hatta iyi niyet"...